Giriş yap
Arama
En son konular
Mayıs 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | ||
6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 |
13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 |
20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 |
27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
En bakılan konular
Similar topics
Sosyal yer imi
Kimler hatta?
Toplam 2 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 2 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 216 kişi Cuma Ağus. 11, 2017 12:46 am tarihinde online oldu.
Istatistikler
Toplam 16 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: Pir Veysel
Kullanıcılarımız toplam 5038 mesaj attılar bunda 681 konu
Açıklığın (Zahiri) ve Gizliliğin (Batıni) Anlamı
1 sayfadaki 1 sayfası
Açıklığın (Zahiri) ve Gizliliğin (Batıni) Anlamı
Açıklığın (Zahiri) ve Gizliliğin (Batıni) Anlamı
Bu makalede biz asıl olarak, Mustaliler ve Nizariler’in ayrılmasından
önceki İsmaililer tarafından yapılan Kuran yorumunu konu edindik.
Druziler de temelde İsmailidirler ve Druzileri ayrı bir makalede
işleyeceğiz. Onlar İmam al-Hakim’in ölümünden sonra İsmaililerden
koptular. Druziler de, İsmaili görüşten temelden farklı olan kendi
Kuran yorumlarını geliştirdiler.
İsmaililer, diğer bütün Şiiler gibi, tavil olarak niteledikleri
Kuran’ın gizli anlamı olduğuna inanırlar. Sünni İslam’ın tafsir
literatüründe-yorum edebiyatında, tafsir ve tavil hemen hemen aynı
anlamda-eşdeğer olarak kullanılır. Fakat Şii İslam’da her ikisi de ayrı
anlama sahiptir; tafsir (yorum) Kuran’ın açık (zahiri), tavil ise gizli
(batıni) anlamını gösterir.
Sünniler ve Şiiler Kuran’daki 3.Sure “Ali İmran”ın7. ayeti üzerinde
farklı yorum yaparlar. Sünni yorumcular bu ayeti şöyle anlamlandırır:
“…Hiç kimse onun tavil’ini bilmez, Tanrı korur, sadece Tanrı bilir.
Rasikhun fi’al ilm (ilimde çok yükselmiş olanlar, büyük ulema) der ki;
‘biz ona inanıyoruz, herşey Tanrımızdandır” Böylece, Sünni Kuran
yorumcularına göre sadece Allah, tavil bilgisine sahiptir ve Rasikhun
fi' al-'ilm, bu (gizli) bilgiye sahip değillerdir; onlar sadece, bu
(tavil) bilginin Allaha özgü olduğuna inanırlar.
Diğer yandan Şiiler, tavil bilgisine al-rasikhun fi' al-'ilm tarafından
da sahip olunduğuna inanırlar, fakat asıl (bu gizli ilime sahib
olanlar) Ali ve Fatima soyundan gelen İmamlardır. Yani, sadece Allah
değil, fakat aynı zamanda Peygamber, onun vasisi Ali ve soyundan gelen
İmamlar da tavil bilgisine sahiptirler. Şimdi en önemli soru: nedir bu
tavil? İsmaili edebiyatında (genelde tüm Alevi literatüründe İ.K.)ilm
al-ladunni(ilm-i ledun, gizli bilim) olarak ifade edilir; bu sözlü
olarak Peygamberden vasi’sine (Ali’ye), vasi’den imama ve sonra bir
imamdan diğerine geçer.
Eğer biz tarihsel olarak incelemeye gidersek, o zaman, tavil
edebiyatının asıl sergilemesini çok daha geç, Abbasi döneminde buluruz.
Gerçekten, İsmail’in (İmam) atanması hakkındaki tartışma ve arkasından
gelen Şii toplumu içinde bölünmeler bu dönemde oldu.Yunan bilim ve
felsefesi İslam dünyasına yayılmasından sonra İsmaili İmamları ve
dailer, yani İsmaili inancına çağıranlar tarafından, Kuran ayetleri
gizli anlamlandırma (tavil) yapılmaya başlandı.
Daha önce Rasail Ikhwanus Safa (Temizlik Kardeşleri Risaleleri)
üzerinde ayrı bir makale yazmıştık. (Konuyla ilgili olarak, bu
sayfalarda yayınlanan İkhvanus Safa üzerinde yaptığımız, Asghar’ın bu
makalesini de içine alan kısa çalışmamımıza bakılabilir. İ.K.) İsmaili
literatüründe bu Risaleler’in çok büyük önemi vardır. Bu Risaleler,
sistematik olarak tavil’i sergileme girişimi olmasa da, tavil ögelerini
içermekte ve tavil disiplinini sergileme başlangıcı olarak
alınabilir.İkhvanuss Safa’nın özellikle elli üçüncü Risalesinin
tamamıyla tavil ile ilgili olduğu düşünülmektedir
Bu makalede biz asıl olarak, Mustaliler ve Nizariler’in ayrılmasından
önceki İsmaililer tarafından yapılan Kuran yorumunu konu edindik.
Druziler de temelde İsmailidirler ve Druzileri ayrı bir makalede
işleyeceğiz. Onlar İmam al-Hakim’in ölümünden sonra İsmaililerden
koptular. Druziler de, İsmaili görüşten temelden farklı olan kendi
Kuran yorumlarını geliştirdiler.
İsmaililer, diğer bütün Şiiler gibi, tavil olarak niteledikleri
Kuran’ın gizli anlamı olduğuna inanırlar. Sünni İslam’ın tafsir
literatüründe-yorum edebiyatında, tafsir ve tavil hemen hemen aynı
anlamda-eşdeğer olarak kullanılır. Fakat Şii İslam’da her ikisi de ayrı
anlama sahiptir; tafsir (yorum) Kuran’ın açık (zahiri), tavil ise gizli
(batıni) anlamını gösterir.
Sünniler ve Şiiler Kuran’daki 3.Sure “Ali İmran”ın7. ayeti üzerinde
farklı yorum yaparlar. Sünni yorumcular bu ayeti şöyle anlamlandırır:
“…Hiç kimse onun tavil’ini bilmez, Tanrı korur, sadece Tanrı bilir.
Rasikhun fi’al ilm (ilimde çok yükselmiş olanlar, büyük ulema) der ki;
‘biz ona inanıyoruz, herşey Tanrımızdandır” Böylece, Sünni Kuran
yorumcularına göre sadece Allah, tavil bilgisine sahiptir ve Rasikhun
fi' al-'ilm, bu (gizli) bilgiye sahip değillerdir; onlar sadece, bu
(tavil) bilginin Allaha özgü olduğuna inanırlar.
Diğer yandan Şiiler, tavil bilgisine al-rasikhun fi' al-'ilm tarafından
da sahip olunduğuna inanırlar, fakat asıl (bu gizli ilime sahib
olanlar) Ali ve Fatima soyundan gelen İmamlardır. Yani, sadece Allah
değil, fakat aynı zamanda Peygamber, onun vasisi Ali ve soyundan gelen
İmamlar da tavil bilgisine sahiptirler. Şimdi en önemli soru: nedir bu
tavil? İsmaili edebiyatında (genelde tüm Alevi literatüründe İ.K.)ilm
al-ladunni(ilm-i ledun, gizli bilim) olarak ifade edilir; bu sözlü
olarak Peygamberden vasi’sine (Ali’ye), vasi’den imama ve sonra bir
imamdan diğerine geçer.
Eğer biz tarihsel olarak incelemeye gidersek, o zaman, tavil
edebiyatının asıl sergilemesini çok daha geç, Abbasi döneminde buluruz.
Gerçekten, İsmail’in (İmam) atanması hakkındaki tartışma ve arkasından
gelen Şii toplumu içinde bölünmeler bu dönemde oldu.Yunan bilim ve
felsefesi İslam dünyasına yayılmasından sonra İsmaili İmamları ve
dailer, yani İsmaili inancına çağıranlar tarafından, Kuran ayetleri
gizli anlamlandırma (tavil) yapılmaya başlandı.
Daha önce Rasail Ikhwanus Safa (Temizlik Kardeşleri Risaleleri)
üzerinde ayrı bir makale yazmıştık. (Konuyla ilgili olarak, bu
sayfalarda yayınlanan İkhvanus Safa üzerinde yaptığımız, Asghar’ın bu
makalesini de içine alan kısa çalışmamımıza bakılabilir. İ.K.) İsmaili
literatüründe bu Risaleler’in çok büyük önemi vardır. Bu Risaleler,
sistematik olarak tavil’i sergileme girişimi olmasa da, tavil ögelerini
içermekte ve tavil disiplinini sergileme başlangıcı olarak
alınabilir.İkhvanuss Safa’nın özellikle elli üçüncü Risalesinin
tamamıyla tavil ile ilgili olduğu düşünülmektedir
Admin- YÖNETİM
- Kayıt tarihi : 19/01/14
Yaş : 64
Nerden : istanbul
moderatörler
tercübe: araştırmacı-yazar
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Cuma Ocak 26, 2024 10:03 am tarafından alevi-veysel
» Türk tarihi
Cuma Ocak 05, 2024 7:57 pm tarafından alevi-veysel
» site trafiğimiz
Cuma Kas. 17, 2023 3:37 pm tarafından alevi-veysel
» forum resimlerimiz
Paz Ocak 09, 2022 8:09 pm tarafından Pir Veysel
» Melamiyye
Salı Ağus. 22, 2017 5:57 pm tarafından alevi-veysel
» Hasan Sabah ve Haşhaşiler tarikatı
Perş. Ara. 22, 2016 3:47 pm tarafından Admin
» OSMANLI DEVLETİNDE BEKTAŞİ TARİKATININ KAPATILMASI VE SONRASI GELİŞMELER
Perş. Ara. 22, 2016 3:43 pm tarafından Admin
» BİZİM SAYFAMIZ
Çarş. Haz. 15, 2016 8:05 pm tarafından Admin
» Zara AKDEDE (Cimilti) Köyü
Salı Mayıs 17, 2016 3:39 pm tarafından Admin