ALEVİLİK BİLGİ FORMU-ALEVİ-VEYSEL
ALLAH-MUHAMMED -YA ALİ.

Vahdetin sırrına ereyim dersen
Vucudun şehrine gireyim dersen
Tüm alemi aynı göreyim dersen
Önce Kendi ÖZÜNÜ bilmen gerek

Küntü kenzin sırrına ermek için
Tüm alemi kendinde görmek için
Hakk sende olduğun bilmek için
Önce Kendi ÖZÜNÜ bilmen gerek

Enel Hakk sırrına erişmek için
Tüm varlığı bir gözle görmek için
Vahdeti vücuda ulaşmak için
Önce kendi ÖZÜNÜ bilmen gerek

Hakkı Baba Hakk'ı bileyim dersen
Hakk'a Hakk-el yakin olayım dersen
Sen kendi kendini bileyim dersen

..ÖNCE KENDİ ÖZÜNÜ BİLMEN GEREK..

..Dönen dönsün yolundan ,Ben dönmezem yolumdan..

Join the forum, it's quick and easy

ALEVİLİK BİLGİ FORMU-ALEVİ-VEYSEL
ALLAH-MUHAMMED -YA ALİ.

Vahdetin sırrına ereyim dersen
Vucudun şehrine gireyim dersen
Tüm alemi aynı göreyim dersen
Önce Kendi ÖZÜNÜ bilmen gerek

Küntü kenzin sırrına ermek için
Tüm alemi kendinde görmek için
Hakk sende olduğun bilmek için
Önce Kendi ÖZÜNÜ bilmen gerek

Enel Hakk sırrına erişmek için
Tüm varlığı bir gözle görmek için
Vahdeti vücuda ulaşmak için
Önce kendi ÖZÜNÜ bilmen gerek

Hakkı Baba Hakk'ı bileyim dersen
Hakk'a Hakk-el yakin olayım dersen
Sen kendi kendini bileyim dersen

..ÖNCE KENDİ ÖZÜNÜ BİLMEN GEREK..

..Dönen dönsün yolundan ,Ben dönmezem yolumdan..
ALEVİLİK BİLGİ FORMU-ALEVİ-VEYSEL
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Giriş yap

Şifremi unuttum

Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

En son konular
» Osmanlı kimdir
HZ. HÜSEYİN’İN KATİLİ YEZİD 4Cuma Ocak 26, 2024 10:03 am tarafından alevi-veysel

» Türk tarihi
HZ. HÜSEYİN’İN KATİLİ YEZİD 4Cuma Ocak 05, 2024 7:57 pm tarafından alevi-veysel

» site trafiğimiz
HZ. HÜSEYİN’İN KATİLİ YEZİD 4Cuma Kas. 17, 2023 3:37 pm tarafından alevi-veysel

» forum resimlerimiz
HZ. HÜSEYİN’İN KATİLİ YEZİD 4Paz Ocak 09, 2022 8:09 pm tarafından Pir Veysel

» Melamiyye
HZ. HÜSEYİN’İN KATİLİ YEZİD 4Salı Ağus. 22, 2017 5:57 pm tarafından alevi-veysel

» Hasan Sabah ve Haşhaşiler tarikatı
HZ. HÜSEYİN’İN KATİLİ YEZİD 4Perş. Ara. 22, 2016 3:47 pm tarafından Admin

» OSMANLI DEVLETİNDE BEKTAŞİ TARİKATININ KAPATILMASI VE SONRASI GELİŞMELER
HZ. HÜSEYİN’İN KATİLİ YEZİD 4Perş. Ara. 22, 2016 3:43 pm tarafından Admin

» BİZİM SAYFAMIZ
HZ. HÜSEYİN’İN KATİLİ YEZİD 4Çarş. Haz. 15, 2016 8:05 pm tarafından Admin

» Zara AKDEDE (Cimilti) Köyü
HZ. HÜSEYİN’İN KATİLİ YEZİD 4Salı Mayıs 17, 2016 3:39 pm tarafından Admin

Mayıs 2024
PtsiSalıÇarş.Perş.CumaC.tesiPaz
  12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031  

Takvim Takvim

Galeri


HZ. HÜSEYİN’İN KATİLİ YEZİD Empty
Ortaklar
bedava forum

RSS akısı


Yahoo! 
MSN 
AOL 
Netvibes 
Bloglines 


Sosyal yer imi

Sosyal yer imi reddit      

Sosyal bookmarking sitesinde ALEVİLİK BİLGİ FORMU-ALEVİ-VEYSEL adresi saklayın ve paylaşın

Kimler hatta?
Toplam 2 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 2 Misafir

Yok

[ Bütün listeye bak ]


Sitede bugüne kadar en çok 216 kişi Cuma Ağus. 11, 2017 12:46 am tarihinde online oldu.
Istatistikler
Toplam 16 kayıtlı kullanıcımız var
Son kaydolan kullanıcımız: Pir Veysel

Kullanıcılarımız toplam 5038 mesaj attılar bunda 681 konu

HZ. HÜSEYİN’İN KATİLİ YEZİD

Aşağa gitmek

semah HZ. HÜSEYİN’İN KATİLİ YEZİD

Mesaj tarafından Admin Salı Mayıs 27, 2014 7:19 pm

HZ. HÜSEYİN’İN KATİLİ YEZİD



Kendisine
saltanatı devreden babası Muaviye ölürken bile başucunda bulunma gereği
duymayan, avlanmakla gönül eğleyen Yezid, gününü gecesini çalgı
dinlemekle, köçek çengi oynatmakla, içip kendinden geçmekle sürdürmeyi
adet etmiş bir kişiydi. Özellikle maymunlara ve köpeklere çok düşkündü.
Ebu Kubays adını verdiği bir maymunu vardı ki, ona alaca bulaca renkli
ipek elbise giydirir, başına ipekten örülmüş bir külah koyar, dişi bir
merkebe bindirir ve atlarla yarışa sokardı. Kendisiyle şarap içenlere,
“Kalkın ey topluluk, dinleyin şarkı söyleyenlerin seslerini; anlamlarla
uğraşmayı, bilgilerle oyalanmayı bir yana atın da boyuna şarap içmeye
bakın. Çalgı sesi, Ezan sesinden alıkoymada beni; küplerin içindeki
yıllanmış şarabı hurilerle değiştim ben.” 

Sıbt
İbn’il-Cevzi’ye göre Yezid üç şeyi çok severdi: Kadın, şiir ve müzik.
N. Kemal de şu olayı nakleder: “Kadınlara karşı son derece düşkündü.
Güzel bir kadın olduğunu duyduğu Irak’ın ileri gelenlerinden birinin
karısı ile evlenebilmek için Muaviye’yi bir hayli sıkıştırmış, çeşitli
hile ve düzenbazlıklara itmişti.” 

İşte
böyle bir kişi, müslümanların başına geçmiş, İslam’ın temsilcisi sözde
halifesi olmuş ve Müminlerin Emiri diye anılmaya başlanmıştı. Bu duruma
oldukça üzülen Hz. Hüseyin, Medine’de kendisine Yezid’e biat etmesini
öğütleyen Mervan’a şu yanıtı veriyordu: “Başımız sağolsun; çünkü ümmet,
Yezid gibi birinin hükmü altına girmekle büyük bir belaya uğradı.”
Admin
Admin
YÖNETİM
YÖNETİM

Başak Kayıt tarihi : 19/01/14
Yaş : 64
Nerden : istanbul

moderatörler
tercübe: araştırmacı-yazar

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

semah Geri: HZ. HÜSEYİN’İN KATİLİ YEZİD

Mesaj tarafından Admin Salı Mayıs 27, 2014 7:19 pm

Hz. Hüseyin Peygamberin torunu ve
Hz. Ali ile Hz. Fatıma’nın ikinci çocuğu idi. O zamana kadar Araplar
arasında pek rastlanmayan bu adı ona Hz. Muhammed vermiş idi. Bazı
kaynaklarda Hüseyin doğduğu zaman Hz. Muhammed’in kulağına “ O cennet çocuklarının efendisi (Seyyid)dir.” diye seslendiği yazılıdır. Peygamber Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin’i çok severdi. “Bunlar benim oğullarımdır, kızımın oğullarıdır; Allahım ben onları seviyorum, sen de onları sevenleri sev.” dediği birçok kaynakta yazılıdır. 

İmam
Hüseyin’in çocukluğu Peygamberin derin sevgi ve şefkati içinde geçti.
Ancak bu durum kısa sürdü. Daha 5 yaşındayken dedesini yani Hz.
Muhammed’i; ve kısa bir süre sonra da annesi Hz. Fatıma’yı kaybetti. Bu
durumun onu oldukça etkilediği muhakkaktır. Daha çocukken birgün İkinci
halife Ömer minberde hutbe okurken Hz. Hüseyin’in Ömer’in yanına
giderek “Babamın minberinden in ve babanın minberine git.” diye
çıkıştığı da kaynaklarda yazılıdır. 

Üçüncü
halife Osman’a karşı gerçekleşen isyanda Hz. Ali onu ve abisi Hz.
Hasan’ı halifenin evine göndererek eve kimseyi sokmamalarını emretti
(656). İsyancılar buradan içeri giremediler, ancak başka bir evden
geçerek Osman’ı öldürmeyi başardılar. Bunun üzerine Hz. Ali oğullarını
sert bir şekilde azarladı. Hz. Hüseyin babasının halife olmasıyla
birlikte Kûfe’ye gitti ve onunla bütün seferlere katıldı. Hz. Ali’nin
şehadeti sonrasında abisi Hz. Hasan’a itaat etmeyi yeğledi. Çünkü
babası ölürken ona abisine uymasını vasiyet etmişti. Ancak abisinin
Muaviye’nin hileleriyle zehirletilerek şehid edilmesinden sonra yaşanan
gelişmeler onun o zaman kadarki durumunu değiştirdi. Yezid’e biat
etmemekteki kararlılığı onun bu yolda sonuna kadar gideceğini
gösteriyordu. 

Daha
önce de söz ettiğimiz gibi, Muaviye ölmeden önce çeşitli hile ve
tehditlerle halkı oğlu Yezid’e biat ettirmiş; Hz. Hüseyin ve bazı ileri
gelenler biat etmemişlerdi. Yezid ilk iş olarak babasının yarım
bıraktığı bu işi tamamlamak üzere, Velid’e yolladığı mektupta “her ne
suretle olursa olsun Hz. Hüseyin, İbn-i Zübeyr ve İbn-i Ömer’in
biatlerinin sağlanmasını, eğer bu mümkün olmazsa, boyunlarının vurulup,
başlarının kendisine gönderilmesini” istiyordu. İktidar hırsının
iştahlarını kabarttığı Emeviler’in yapamayacakları iş yoktu. Babası
Muaviye’nin izinden giden Yezid, gerekirse Peygamberin sevgili
torununun dahi başını kesmeye, Ehli Beyt’e zulüm etmeye kararlıydı. 

Doğal
olarak Hz. Hüseyin, Yezid’e biat etmedi ve Velid’in çabaları sonuç
vermedi. 4 Mayıs 680 gecesi kardeşi Muhammed Hanefi’nin de tavsiyesiyle
bütün aile fertleriyle birlikte Mekke’ye gitti. Ayrıca bu sırada Hz.
Hüseyin’in Mekke’ye gittiğini öğrenen Kûfeliler de Hz. Hüseyin’e
elçiler göndererek Kûfe’ye davet ederek kendisini halife olarak
tanımaya hazır olduklarını bildirdiler. Bunun üzerine Hz. Hüseyin de
amca oğlu Müslim b. Akıyl’i oradaki durumu yerinde görmek ve uygun bir
zemin sağlamak üzere Kûfe’ye gönderdi. Önceleri Müslim Kûfe’deki
çalışmalarında başarılı oldu ve Hz. Hüseyin de bunun üzerine Mekke’den
Kûfe’ye doğru yola çıktı.. Hz. Hüseyin kendisini Kûfe’ye gitmekten
alıkoymaya yönelik girişimlere “Rüyasında dedesi Hz. Muhammed’i
gördüğünü ve başladığı iş ister lehine ister aleyhine olsun,
dönmeyeceğini” söylüyordu. 

Bu
arada Müslim’in faaliyetleri Yezid tarafından haber alınınca, Kûfe
Valiliğine zalim Ubeydullah getirildi ve Müslim yakalanarak idam
edildi. Ubeydullah’ın Kûfe valiliğine atanması şüphesiz anlamlıydı.
Çünkü o Muaviye’nin Irak Valisi Ziyad b. Ebih’in oğluydu. Zalimlikte
babasından aşağı değildi. Ubeydullah’ın Kûfe Valiliğine atanmasıyla Hz.
Hüseyin’i davet eden onbinler korku ve tehditle sindirildi.

Hz.
Hüseyin, Mekke’den Kûfe’ye doğru yola çıktığında amca oğlu Müslim
Yezid’in adamlarınca öldürülmüştü. Hz. Hüseyin kafilesiyle ilerlerken
yolda, ünlü Arap Şair Ferezdak ile karşılaşıldı. Hz. Hüseyin ondan
Kûfe’deki durumu sorunca, Ferezdak, “Halkın kalbi seninle, kılıçları
ise Beni Ümeyye(Emeviler) iledir; kaza ise gökten iner ve Allah
dilediğini işler.” dedi. Hz. Hüseyin de “Doğru söyledin , Allahın
dediği olur.” dedi ve yola devam edildi. Hz. Hüseyin Müslim’in Yezid’in
adamlarınca acımasızca öldürüldüğünü yolda öğrendiğinde oldukça üzüldü.
Kûfelilerin kalleşliği ve dönekliği ortada olduğu, Müslim’e oynanan
oyun herşeyi gösterdiği halde, hatta kendisi için başkoyduklarını
söyleyenler dağılıp kaçtığı halde o, Mekke’den yola çıkan ailesi ve
fedakar dostlarıyla , yola devam etmekten çekinmedi. Hatta ordunun
geldiğini haber alınca yanındakilere zaman varken kendisinden gece
ayrılabileceklerini ifade ettiyse de, yanında bulunanlar “hayatlarını
kurtarmak için onu terketmek alçaklığını yapmayacaklarını ifade
ettiler. Hz. Hüseyin ya başarıya ulaşacak, müslümanları eşitlik,
kardeşlik ve adalet ülküleri içinde yaşatacak, Yezid’in saltanatına son
verecek yada bu yolda boyun eğmeden şehid olacaktı. İşte Hz. Hüseyin,
bu asil duyguların esiri olarak adım adım Kerbela’ya, her neye
malolursa olsun gidecekti. 

Burada
anhatlarıyla ele alacağımız bu olay, sadece islam tarihinin değil
insanlık tarihinin de en kara ve acıklı sayfalarını oluşturur.
Peygamberin cennetin efendileri olduklarını söylediği iki sevgili
torunundan Hz. Hüseyin’in acımasızca şehid edildiği bu olayı Emevi
yandaşı zavallıların açıklarken nasıl kılıktan kılığa büründüklerini
ibret ve hayretle görüyoruz.

Hz.
Hüseyin ve beraberindekiler Kerbela’ya geldiklerinde hem susuz
bırakılmış, hem de binlerce kişilik ordu tarafından sarılmış
durumdaydılar. İnsanlık değerlerinden yoksun Kûfe Valisi zalim
Ubeydullah, Hz. Hüseyin’in geri dönmek, Yezid’le görüşmek veya İslam
sınırlarından herhangi birine gitmek isteklerinden hiçbirini kabul
etmedi. Esasen onun görevi Yezid’in emrini yerine getirmek yani Hz.
Hüseyin’i şehid etmekti. Çünkü biliyordu ki, Hz. Hüseyin yaşadığı
sürece efendisi Yezid’e rahat yoktu.
Admin
Admin
YÖNETİM
YÖNETİM

Başak Kayıt tarihi : 19/01/14
Yaş : 64
Nerden : istanbul

moderatörler
tercübe: araştırmacı-yazar

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

semah Geri: HZ. HÜSEYİN’İN KATİLİ YEZİD

Mesaj tarafından Admin Salı Mayıs 27, 2014 7:20 pm

Şimdi sözde müslümanlardan oluşan
koskoca bir ordu, kendi dinini kuran Hz. Muhammed’in her yönden üstün
yaratılış ve niteliğine sahip torununa ve ve onun ailesine saldırıyor,
öldürmeye çabalıyordu. Karşılarındaki bir avuç insan ise günlerdir
susuzdu,.hararetten insanların dudakları çatlamış, dilleri kurumuş,
bağırları yanmıştı. Fakat karşılarındaki paralı askerlerde insaf yoktu,
acıma bilmiyorlardı, kana susamışlardı, şan ve şöhretin esiriydiler.
Meğer insanoğlu, servet, şöhret ve makam için sırasında ne kadar
küçülüp, alçalabiliyordu. 

Nihayet
10 Ekim 680 (Hicri 10 Muharrem 61) günü Hz. Hüseyin son hazırlıklarını
yaptı ve Yezid’in ordusuna yaklaşarak onlara hitab etmek istedi. Ancak
bu çok veciz konuşma gözleri dönmüş azgınlardan oluşan bu orduyu pek
etkilemedi. Hz. Hüseyin’in bu sözlerinin edebi bakımdan da ayrı bir
değeri vardır. Allah’a hamd ve sena, Hz. Muhammed’e, meleklere ve
nebilere salattan sonra şöyle diyordu: 

“Peygamberimizin
kızının oğlu, vasisinin oğlu, amcasının oğlu ben değil miyim?
Şehidlerin efendisi Hamza babamın amcası değil midir; şehit Cafer
Tayyar amcam değil midir? Tanrı elçisinin benim için ve kardeşim için,
cennet halkı çocuklarının seyyidleridir ve sünnet ehlinin
gözbebekleridir, sürurlarıdır, dediğini duymadınız mı?”

“İmdi
benim soyumu araştırınız ve benim kim olduğumu görünüz. Sonra kendi
vicdanlarınıza eğiliniz, onları ayıplayınız ve beni öldürmenin haram ve
yasaklanmış olan kanımı dökmenin sizin için helal olup olmadığını
düşününüz.!…” 
Bu konuşma bir başka kaynakta ise şöyle nakledilir:
“ Hz. Hüseyin atını sürerek iki ordu arasında bir yerde durdu ve
Yezid’in ordusuna hitaben: “Ey Kûfe halkı benim kim olduğumu ve sonra
da vicdanınızın sesini dinleyiniz. Ben Peygamberin torunu değil miyim?
Benim katlim size helal olur mu? Peygamberin hadisini ne çabuk
unuttunuz. O, bizler için -Siz ehlibeytin seyyitlerisiniz- diye
buyurmuştu. Bunu bilmiyor musunuz? Ben o büyük Peygamberin kızının
oğlu, vasisi ve amcazadesi olan zatın oğlu değil miyim? Şayet bu hadisi
unuttu iseniz, içinizde bunu size hatırlatacak kimseler vardır. Benden
ne istiyorsunuz? Medine’de Resulullahın ravzai mübarekesinin yanında
kendi halimde yaşarken beni orada bırakmadınız. Mekke’de itikafa
çekilmeme müsade etmediniz. Davetnameler göndererek, ricalar ederek,
yalvararak beni buraya kadar çağırdınız. Ben sizin bu davetiniz üzerine
buralara kadar geldim. Şimdi beni öldürmek istiyorsunuz. Bu akıbete
müstehak olabilmek için ben sizlere ne yaptım? İçinizden birisini mi
öldürdüm? Yoksa birinizin malını mı gasbettim? Eğer beni istemiyorsanız
bırakınız gideyim. Bu ne gaddarlık ve bu ne hilekarlıktır….” 

Hz.
Hüseyin’in bu hitabı sonrasındaki gelişmeleri Fuzuli şöyle nakleder:
“Cemaat bir ağızdan yaptıklarını inkara kalkıştılar. Hazreti İmam,
mektupları onların önüne koyup böylece inkara mecal bırakmadıktan sonra
mektupları ateşte yaktırdı. O zaman Ömer b. Sa’d gelip:

- Ey Hüseyin! Dedi, bu hikayelerden bir sonuç çıkmaz. Ya Yezid’e biat edersin yahut da ölümü göze alırsın.!…
Bu sözleri söyledikten sonra eline bir ok alıp:
-
Ey Kûfe halkı, şahit olun ve Ubeydullah b. Ziyad huzurunda da şahitlik
edin ki, Hz. Hüseyin’le savaşa tutuşan ilk defa ben oldum.

Bunları söyleyerek o oku Hz. Hüseyin’e doğru fırlattı. Hz. Hüseyin sakalını eline alarak:
-
Ey kavim Allahın gazabı yahudilere “Aziz Allahın oğludur!” dedikleri
zaman son şiddetini bulmuştu. Ve yine Tanrı’nın kahrı, Hıristiyan
kavmine “Mesih, Allahın oğludur” dedikleri zaman, indi. Allahın gazabı
bugün de size Al-i Resule (Ehli Beyt’e) kasdettiğiniz için
erişmektedir. Bedeninizdeki her kıl, demirine su verilmiş bir hançer
olsa “Allah sabırlıları sever…” emrinden dışarı çıkmam. Ve her biriniz
ayrı ayrı bana kasdetmek için kin tutan askerlerden olsanız, “Allah
sabırlıları sever!” buyruğunu bırakmam. Rivayet ederler ki, Yezid’in
askerleri İbni Sa’d’ın gayretini gördüğünde ona uyup Hz. Hüseyin’i öyle
bir ok yağmuruna tuttular ki atılan oklardan güneş görünmez oldu. Hz.
Hüseyin bu hücum karşısında süvarilerine dönüp yanındakilere şunları
söyledi:

- Ey
vefakâr arkadaşlar ve benim için canlarını ortaya koyan insanlar!
Kavgaya kendinizi hazırlayın ki, kanların döküleceği zamandır. ” 

Çok
dengesiz bir şekilde başlayan savaşta Hz. Hüseyin’in 23 süvari ve 40
piyadeden oluşan askerleri öğle üzeri olduğunda iyice azalmış
durumdaydı. Hz. Hüseyin de bu az sayıda susuz ve bitkin insanla yaya
olarak savaşıyordu. Sonunda Şimr’in emriyle her yandan hücum edilerek
Hz. Hüseyin şehid edildi. Peygamberin torunu Hz. Hüseyin’in vücudunda
otuzüç ok, otuz dört kılıç ve kargı yarası vardı (10 Muharrem 61-10
Ekim 680). Hz. Hüseyin’in şehadetini Kastamonulu Şazi eserinde şöyle
dile getiriyor:

Admin
Admin
YÖNETİM
YÖNETİM

Başak Kayıt tarihi : 19/01/14
Yaş : 64
Nerden : istanbul

moderatörler
tercübe: araştırmacı-yazar

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

semah Geri: HZ. HÜSEYİN’İN KATİLİ YEZİD

Mesaj tarafından Admin Salı Mayıs 27, 2014 7:25 pm

Yüzü üstüne bıraktı Seyidi
Kesti başını hemandem o lain
Kanı yere çün döküldü ol zaman
Zelzele düştü yere-ü darügir
Gulgula kıldı melayik ağladı
Yer gök oldu karagû ol zaman

Çaldı pıçağı işit kim neyledi
Hem şehit oldu Hüseyn-ü pâk din
Düştü kavga aleme oldu figan
Göğe değin çıktı feryad-ü nefir

Ay güneş nurunu ol dem bağladı
Yaradılmış cümlesi kıldı figan
Bir başka Maktel yazarı Kâzım Paşa’nın ise ünlü beyiti şöyledir: 

Düştü Hüseyn atından Sahrayı Kerbelâ’ya
Cibril var haber ver Sultanı Enbiyaya
Hz. Hüseyin’in şehadeti ardından kadınlar feryada başladılar. Aczî’nin ifadesiyle:
Bir taraftan ahü feryadü figan-ı Ehli Beyt
Bir taraftan nara vü cuş ü huruş-ı eşkiya
Sonra
çadırlar ve kadınlar yağma edildi, hasta ve yatakta olan İmam Zeynel
Abidin Ali de öldürülmek istendi. Bu kanlı savaşın bitiminde İmam
Zeynel Abidin yatak ve yorganlara sarılarak saklanmıştı. Hz. Hüseyin’in
şehid edilmesi sonrasında çadıra koşan Şimr “Hüseyin’in bir oğlu daha
olacak o nerede?” diye aramaya başladı. Çadırın her tarafını arayıp
çocuğu buldu. Fakat bu esnada çadırda bulunan kadınlar Şimr’e hücum
ederek Zeynel Abidin’i bu caninin elinden kurtardılar. Bu çirkin
şavaşın en küçük kurbanı ise daha altı aylık bir bebek olan Hz.
Hüseyin’in oğlu Ali Asgar’dı. Hz. Hüseyin’in yanındakilerden şehid
olanlar yetmiş iki kişi idi. Yezid ordusunun komutanı, bu şehitlerin
başlarını Vali Ubeydullah’a gönderdi. Hz. Hüseyin’in kızları,
kızkardeşleri ve çocuklar da Kûfe’ye Ubeydullah’ın huzuruna
getirildiler. Ubeydullah’ın Peygamberin soyuna karşı davranışı çok
çirkin ve kaba idi; kendilerine hakaretler ve tehditler savurdu, hatta
İmam Zeynel Abidin’i öldürmek dahi istedi. Ubeydullah bundan sonra İmam
Zeynel Abidin’in ellerini bağlatıp, Kerbela’da öldürülenlerin kesilmiş
başlarını, çoluk çocuğu Şam’a Halife Yezid’in yanına yolladı. Şam’a
vardıklarında onları götüren Züheyr, Halife Yezid’in yanına girip
başarıyı(!) müjdelemiş ve Kerbela savaşının ayrıntılarını anlatmıştı.

Hz.
Hüseyin’in ailesini getiren kafile Yezid’in sarayına getirilmişti. Kısa
süre sonra ehlibeyt kadınlarını Yezid’in huzuruna çıkardılar. Kadınlar
İmam Hüseyin’in kesik başını Yezid’in önünde görünce feryad ve figan
etmeye başladılar. Kadınlarla birlikte zincirli bir şekilde İmam Zeynel
Abidin de Yezid’in huzuruna getirilmişti. Manzaranın dehşetinden
Yezid’in yanında bulunanlar bile dehşete kapılmışlar ve bunu açıkça
belirtmişlerdi. Yezid Hz. Hüseyin’i ortadan kaldırdıktan sonra artık
rahatlamış sayılırdı. Şimdi Ehli beyte yalandan da olsa saygılı
davranabilirdi. Derhal Zeynel Abidin’in zincirlerini çözdürdü. Yezid’in
kadınları da Ehli beyt kadınlarını teselli etmeye çalışıyorlardı. Artık
Yezid yaptığı kötülükleri ve cinayetleri unutturabilmek için Ehli
Beyt’e iyi davranıyor, sarayda onlarla konuşuyor, her isteklerinin
yerine getirileceğini belirtiyordu. Daha sonra Numan bin Beşir
komutasındaki bir muhafız kıtası eşliğinde onları Medine’ye kadar
götürdü. Yezid, Zeynel Abidin’i uğurlarken şu yalanı bile
uydurabiliyordu: “Allah, İbni Mercame’ye lanet eylesin. Vallahi ben
olsaydım babanın her isteğini yerine getirirdim. Lakin kaderi İlahi
böyleymiş ne yapalım!…” 

Ne
Allah’tan korkuları vardı, ne de Peygamberden çekinmeleri vardı, ne de
utanma biliyorlardı. Şu da muhakkak ki, yeryüzünde Yezid gibi ahlak
yönünden düşük insana az rastlanabilir. Onun bu işleri yapan eli
Ubeydullah ise kötülük ve ahlaksızlıkta, zalimlikte efendisi ile yarış
halindeydi. Şunu da bilmek lazımdır ki, Kerbela’da hak yolunda
kendisinin yüz katı bir orduya karşı duran Hz. Hüseyin’in bu
kahramanlığına da rastlamak imkânsızdır. Sonuç olarak Kerbela Olayı
yüzyıllara damgasını vurmuş hüzünlü bir destandır. Öyle ki yabancı
araştırmacı Gibbon “Yıllar sonra bile insanlar nerede olurlarsa olsunlar Hüseyin’in bu trajik ölümü en soğukkanlı okuyucuyu bile üzecektir…” demektedir.

İmam
Hüseyin’in ve yanındakilerin Kerbela’da böyle feci şekilde
katledilmeleri ve Peygamber sülalesinin akla gelmedik şekilde ihanete
cüretleri halkı o kadar etkiledi ki, adeta Emevi saltanatı kökünden
sarsıldı. Olay İran ve Hicaz'’a duyulunca halkta Emevilere karşı büyük
bir kin ve ayaklanma istekleri başladı. Bu durum karşısında da Yezid’in
paralı kulları büsbütün kudurdu. Zulüm yolunda hiç çekinmez oldular. 
Admin
Admin
YÖNETİM
YÖNETİM

Başak Kayıt tarihi : 19/01/14
Yaş : 64
Nerden : istanbul

moderatörler
tercübe: araştırmacı-yazar

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz