Giriş yap
Arama
En son konular
Mayıs 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | ||
6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 |
13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 |
20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 |
27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
En bakılan konular
Similar topics
Sosyal yer imi
Kimler hatta?
Toplam 2 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 2 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 216 kişi Cuma Ağus. 11, 2017 12:46 am tarihinde online oldu.
Istatistikler
Toplam 16 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: Pir Veysel
Kullanıcılarımız toplam 5038 mesaj attılar bunda 681 konu
GENEL BİR AÇIKLAMA:
1 sayfadaki 1 sayfası
GENEL BİR AÇIKLAMA:
GENEL BİR AÇIKLAMA:
ezoterizm,mitoloji,dinler üzerine çeşitli kaynaklardan(en yakın ve
güncel olanlar bunlar) metaryalist bir bakış açısıyla değerledirerek
felsefi bir çıkarsama sonucu değerlendirmelerde bulundum.
1:ezoterizm:tanım da tartışılabilir):Ezoterizmin Osmanlıca
karşılığı Batinilik olup, Batın; içyüz-içteki anlamındadır. Bunun
Türkçe karşılığı ise İçrek sözcüğüdür.
Ezoterik bilgiler denildiği zaman, herkese açıklanmayan ancak belli
eğitimlerden geçip o bilgileri almaya hak kazanmış kişilere verilen
bilgiler kastedilmektedir.
Ezoterik bilgilerin en önemli yönü yazılı olmaktan çok, bir yol
gösterici(Mürşit) tarafından öğrenciye(Mürit) belli bir sistem
dahilinde aktarılmasıdır. Bu yönteme inisiyasyon veya tekris denilmekte
olup Türk-Şaman geleneklerinde de "El Vermek" deyimiyle yer almaktadır.
2-mitoloji:Mitoloji bir din veya bir halkın kültüründe tanrılar,
kahramanlar, evren ve insanın yaratılışına dair tüm sözlü ve yazılı
efsane birikiminin ve bu efsanelerin doğuşlarını, anlamlarını
yorumlayıp, inceleyen ve sınıflandıran bilim dalının adıdır.
3-tasavvuf:İslam inancında Allah'a ulaşmanın yollarından biridir. Bir başka tanıma göre, insanın akıl yoluyla erişemediği ilahî hakikatlere ve gayb alemine ait hakikatlere sezgiyle ulaşma yoludur.
kavramlar ne kadar benzer değilmi?
mitololji bir dilim dalıdır tasavvufu inceleyebilir ama kendi bir
tasavvuf unsuru değil,ezoterizmde öyle..ezoterizm bilgileri
ışığında,mantık yürütme bilimidir.ama buda tasavvufu(tarikat,yol)
açıklayamıyor..
islamın dışında olduğunu düşündürecek kaynaklar
gerçekten var,felsefi bir çıkarsama ile gerçeğe ulaşılamaz(fark ettiğim
başka birşey de bu),alevilik açıklanamaz..kur'an ve ehli-beyt doğru
kaynaklarla,kendi kaynaklarıyla açıklanabilir..Hz. Muhammed Mustafa ve
ehlibeyt hakkında kendi kaynaklarından bilgiler alınırsa alevilik
tanımlanabilir.bir çok arkadaşın şiar ettiği gibi alevilik
islamdır..gönül işidir.gönülün sadeliği temizliği ve hakikate olan
bağlılığı ile ilgilidir..tüm bilimlerin teorisi hakikatler denizinde
zerre olamaz...(buda başka farkettiğim bir konu.) Aleviliği anlamak ve
bir çıkarsama yapmak için ezoterzm ve mitolojiden değil islam
tarihinden yola çıkılırsa kafadaki tüm soru işaretlerinin uçup
gittiğini görülebilir..(bende olduğu gibi)
--Ebu Hamza Somali İmam Seccad Aleyhisselam’a arz etti: İmanın
hakikatinin kâmil oluşu ne üzerinedir? İmam Aleyhisselam buyurdular:
Allah’ın velilerinin vilayeti, Allah’ın düşmanlarını düşman bilmek ve
Allah’ın emir verdiği sadıklarla beraber olmak üzerinedir. Daha sonra
İmam Aleyhisselam Allah’ın velilerini Ehli Beyt Aleyhimusselam olarak
açıkladı. Allah’ın düşmanları ise Birinci, İkinci, Üçüncü, Muaviye ve
onların takipçileridir diye buyurdu.
Kaynak: Tefsiri Ayyaşi c. 2 s. 116, Bihar-ul Envar c. 27 s. 57
ezoterizm,mitoloji,dinler üzerine çeşitli kaynaklardan(en yakın ve
güncel olanlar bunlar) metaryalist bir bakış açısıyla değerledirerek
felsefi bir çıkarsama sonucu değerlendirmelerde bulundum.
1:ezoterizm:tanım da tartışılabilir):Ezoterizmin Osmanlıca
karşılığı Batinilik olup, Batın; içyüz-içteki anlamındadır. Bunun
Türkçe karşılığı ise İçrek sözcüğüdür.
Ezoterik bilgiler denildiği zaman, herkese açıklanmayan ancak belli
eğitimlerden geçip o bilgileri almaya hak kazanmış kişilere verilen
bilgiler kastedilmektedir.
Ezoterik bilgilerin en önemli yönü yazılı olmaktan çok, bir yol
gösterici(Mürşit) tarafından öğrenciye(Mürit) belli bir sistem
dahilinde aktarılmasıdır. Bu yönteme inisiyasyon veya tekris denilmekte
olup Türk-Şaman geleneklerinde de "El Vermek" deyimiyle yer almaktadır.
2-mitoloji:Mitoloji bir din veya bir halkın kültüründe tanrılar,
kahramanlar, evren ve insanın yaratılışına dair tüm sözlü ve yazılı
efsane birikiminin ve bu efsanelerin doğuşlarını, anlamlarını
yorumlayıp, inceleyen ve sınıflandıran bilim dalının adıdır.
3-tasavvuf:İslam inancında Allah'a ulaşmanın yollarından biridir. Bir başka tanıma göre, insanın akıl yoluyla erişemediği ilahî hakikatlere ve gayb alemine ait hakikatlere sezgiyle ulaşma yoludur.
kavramlar ne kadar benzer değilmi?
mitololji bir dilim dalıdır tasavvufu inceleyebilir ama kendi bir
tasavvuf unsuru değil,ezoterizmde öyle..ezoterizm bilgileri
ışığında,mantık yürütme bilimidir.ama buda tasavvufu(tarikat,yol)
açıklayamıyor..
islamın dışında olduğunu düşündürecek kaynaklar
gerçekten var,felsefi bir çıkarsama ile gerçeğe ulaşılamaz(fark ettiğim
başka birşey de bu),alevilik açıklanamaz..kur'an ve ehli-beyt doğru
kaynaklarla,kendi kaynaklarıyla açıklanabilir..Hz. Muhammed Mustafa ve
ehlibeyt hakkında kendi kaynaklarından bilgiler alınırsa alevilik
tanımlanabilir.bir çok arkadaşın şiar ettiği gibi alevilik
islamdır..gönül işidir.gönülün sadeliği temizliği ve hakikate olan
bağlılığı ile ilgilidir..tüm bilimlerin teorisi hakikatler denizinde
zerre olamaz...(buda başka farkettiğim bir konu.) Aleviliği anlamak ve
bir çıkarsama yapmak için ezoterzm ve mitolojiden değil islam
tarihinden yola çıkılırsa kafadaki tüm soru işaretlerinin uçup
gittiğini görülebilir..(bende olduğu gibi)
--Ebu Hamza Somali İmam Seccad Aleyhisselam’a arz etti: İmanın
hakikatinin kâmil oluşu ne üzerinedir? İmam Aleyhisselam buyurdular:
Allah’ın velilerinin vilayeti, Allah’ın düşmanlarını düşman bilmek ve
Allah’ın emir verdiği sadıklarla beraber olmak üzerinedir. Daha sonra
İmam Aleyhisselam Allah’ın velilerini Ehli Beyt Aleyhimusselam olarak
açıkladı. Allah’ın düşmanları ise Birinci, İkinci, Üçüncü, Muaviye ve
onların takipçileridir diye buyurdu.
Kaynak: Tefsiri Ayyaşi c. 2 s. 116, Bihar-ul Envar c. 27 s. 57
Admin- YÖNETİM
- Kayıt tarihi : 19/01/14
Yaş : 64
Nerden : istanbul
moderatörler
tercübe: araştırmacı-yazar
Geri: GENEL BİR AÇIKLAMA:
--İmam Muhammed bin Ali Aleyhisselam’da buyurdular: Ey grup! Allah’ın
emrinde şaşırmayın, ben İmam Ali Aleyhisselam’ım ve İmam Ali
Aleyhisselam bendir. Bizim hepimiz aynıyız ve biriz. Biz bir nurdan
yaratıldık, bizim ruhumuz Allah’ın emrinden ve emir âlemindendir. Bizim
birincimiz Muhammed, ortancamız Muhammed ve sonuncumuz Muhammed
Aleyhimusselam’dır. Bizim hepimiz Muhammed Aleyhimusselam’ız. Aramızda
fark koymayın...Kaynak: Bihar-ul Envar c. 26 s. 13, El-Katra c. 1 s.
513- 520 )
---İmam Caferi Sadık Aleyhisselam şöyle buyurdu: Her sabah neyi terk
edersen et yalnız şu sözü terk etme. Allah Birinci ve İkinciye lanet
etsin.
Kaynak: Usulu Kafi c. 2 s. 530
--Resulullah Sallallahu aleyhi ve alihi ve selem şöyle buyurdu: Allah-u
Teala cennete bir sütun ve direk karar kılmıştır ki o, cennet ehline
nur verir, tıpkı Güneş’in yeryüzü ehline nur vermesi gibi. O sütuna
İmam Ali Aleyhisselam ve O’nun şialarından başka kimse varamaz. Cennet
kapısında uzunluğu elli yıllık yol olan kırmızı yakuttan bir halka
vardır ve her ne zaman o halka vurulacak olsa ondan şu nida yükselir:
Ya Ali Aleyhisselam, ya Ali Aleyhisselam!
Kaynak: Meşarik-ul Envar s. 68, Bihar-ul Envar c. 8 s. 122, Medinet-ul Meaciz c. 2 s. 362, Emaliyi Saduk s. 684
İmam Caferi Sadık Aleyhisselam şöyle buyurdu: Kıyamet günü İkinciyi 120
tane kelepçe ve 120 tane tasma ile getirecekler Şeytan onu görüp
şaşırarak şöyle diyecek: Bu kimdir ki Allah’ın azabını bu kadar çok hak
etmiştir. Oysa herkesi saptıran bendim. Diyecekler ki bu İkinci’dir. O
gün hiç kimse onun gibi azaplanmayacaktır kimsenin yükü onunki gibi
ağır olmayacaktır. Fecr- 25- 26.
Kaynak: Tefsiri Ayyaşi c. 2 s. 223, Bihar-ul Envar c. 52 s. 308, El-İhticac s. 58
Şöyle rivayet edilmiştir: Münafıklardan biri İmam Rıza Aleyhisselam’a
arz etti: Sizin şialarınızdan bazıları açık açık, yolların ortasında
içki içmektedirler. İmam Aleyhisselam şöyle buyurdu: Hamd ve övgü
Allah’a olsun ki bizim şialarımızı hidayet yolunda karar kıldı ve
onları yollarını sapıtmışlardan etmedi. Diğer bir münafık İmam
Aleyhisselam’a itiraz ederek arz etti: Sizin şialarınız nebiz (
hurmadan yapılan bir şarap türü ) içiyorlar. İmam Aleyhisselam şöyle
buyurdu: Hz. Resulullah Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’in ashabı
da nebiz içiyorlardı. Münafık arz etti: Ben helal olan nebizi demiyorum
sarhoş eden nebizi diyorum. İmam Aleyhisselam bu sözü duyunca mübarek
çehreleri terledi ve sonra şöyle buyurdu: Allah-u Teala mümin bir
insanın kalbinde içkinin kirliliğiyle bizim muhabbet ve sevgimizi bir
araya getirmekten daha büyük ve yücedir. Daha sonra İmam Aleyhisselam
bir müddet sessiz bekledikten sonra şöyle buyurdu: Eğer onlardan
nefsine yenik düşüp, bahtsız olanlar bu işleri görseler dahi, mihriban
bir Rab, lütuf ve ihsan sahibi bir nebi ve Kevser havuzunu elinde
bulunduran ve şefaat için bekleyen İmamlar bulacaklardır. Ama sen
ruhunu Berahut’ta çaresiz ve perişan bir halde azap ve ateşe tutulmuş
olarak bulacaksın.
Kaynak: Meşarik-ul Envar s. 182 Bihar-ul Envar c. 17 s. 314, El-Katra c. 1 s. 618
kaynağini bilmediğim bir şey daha:124 bin peygamber ,daha insan var edilmeden nurdan yaratıldı,en kıymetlisi Hz. Muhammmed'di..
Muhammed bin Sinan şöyle rivayet eder: İmam Caferi Sadık Aleyhisselam
buyurdular: Biz Allah’ın yönü ve onun dergâhının mukarrepleriyiz. O’nun
seçilmişleri, nebilerin irs bıraktığı emanetlerin koruyucusuyuz. Biz
Allah’ın eminleri, onun yüzü, hidayet nişaneleri ve sağlam ipiyiz.
Allah bizimle başladı ve bizimle bitirecektir. Biz evvel ve ahiriz,
yeryüzünün en üstünleri, zamanın ve dehrin namusları, kulların önderi,
dünyalıların siyasetçisi, sağlam ve dosdoğru yol biziz. Biz varlığın
sebebi ve Mabud’un hüccetleriyiz. Allah bizim hakkımıza cahil olan
kimselerin hiçbir amelini kabul etmez. Biz dinin ve yüzü akların
rehberleriyiz, biz nübüvvetin madeni, risaletin mahal ve yeriyiz.
Melekler bize doğru gelip gitmektedirler, biz nur arayanın nuru hidayet
arayanın hidayetiyiz, biz cennete doğru hidayet edip onların geçmek
zorunda oldukları yüksek derecelerdeki köprü
ve geçitleriz. Yağmur bizim vasıtamızla yağar, rahmet bizim sebebimize
iner, azap ve gazaplar bizim vesilemizle defolur. Bu hidayeti duyan
herkes kalbinde bizim muhabbetimizi arasın, eğer kalbinde bizim
düşmanlığımızı veya faziletlerimizi inkârı bulursa, doğru yoldan sapmış
ve sapıklığa girmiştir. Zira biz Allah’ın hüccetleri, vahyin
tercümanları, ilmin hazinedarları, adaletin mizanı ve
sorgulayanlarıyız. Biz zeytin ağacının dalları, değerli ve tertemizleri
eğitip büyüteniz, biz nur üstüne nurun olduğu o ışığız. Biz Allah’ın
payidar ve sürekli kelimesinin seçilmişleriyiz ki kıyamete dek baki
kalacaktır ve Allah bunun üzerine Zer aleminde (ruhlar aleminde)
mahlukattan söz ve ahit almıştır.
Kaynak: Meşarig-ul Envar s. 50, Bihar-ul Envar c. 26 s. 259, El-Katra c. 2 s. 46
emrinde şaşırmayın, ben İmam Ali Aleyhisselam’ım ve İmam Ali
Aleyhisselam bendir. Bizim hepimiz aynıyız ve biriz. Biz bir nurdan
yaratıldık, bizim ruhumuz Allah’ın emrinden ve emir âlemindendir. Bizim
birincimiz Muhammed, ortancamız Muhammed ve sonuncumuz Muhammed
Aleyhimusselam’dır. Bizim hepimiz Muhammed Aleyhimusselam’ız. Aramızda
fark koymayın...Kaynak: Bihar-ul Envar c. 26 s. 13, El-Katra c. 1 s.
513- 520 )
---İmam Caferi Sadık Aleyhisselam şöyle buyurdu: Her sabah neyi terk
edersen et yalnız şu sözü terk etme. Allah Birinci ve İkinciye lanet
etsin.
Kaynak: Usulu Kafi c. 2 s. 530
--Resulullah Sallallahu aleyhi ve alihi ve selem şöyle buyurdu: Allah-u
Teala cennete bir sütun ve direk karar kılmıştır ki o, cennet ehline
nur verir, tıpkı Güneş’in yeryüzü ehline nur vermesi gibi. O sütuna
İmam Ali Aleyhisselam ve O’nun şialarından başka kimse varamaz. Cennet
kapısında uzunluğu elli yıllık yol olan kırmızı yakuttan bir halka
vardır ve her ne zaman o halka vurulacak olsa ondan şu nida yükselir:
Ya Ali Aleyhisselam, ya Ali Aleyhisselam!
Kaynak: Meşarik-ul Envar s. 68, Bihar-ul Envar c. 8 s. 122, Medinet-ul Meaciz c. 2 s. 362, Emaliyi Saduk s. 684
İmam Caferi Sadık Aleyhisselam şöyle buyurdu: Kıyamet günü İkinciyi 120
tane kelepçe ve 120 tane tasma ile getirecekler Şeytan onu görüp
şaşırarak şöyle diyecek: Bu kimdir ki Allah’ın azabını bu kadar çok hak
etmiştir. Oysa herkesi saptıran bendim. Diyecekler ki bu İkinci’dir. O
gün hiç kimse onun gibi azaplanmayacaktır kimsenin yükü onunki gibi
ağır olmayacaktır. Fecr- 25- 26.
Kaynak: Tefsiri Ayyaşi c. 2 s. 223, Bihar-ul Envar c. 52 s. 308, El-İhticac s. 58
Şöyle rivayet edilmiştir: Münafıklardan biri İmam Rıza Aleyhisselam’a
arz etti: Sizin şialarınızdan bazıları açık açık, yolların ortasında
içki içmektedirler. İmam Aleyhisselam şöyle buyurdu: Hamd ve övgü
Allah’a olsun ki bizim şialarımızı hidayet yolunda karar kıldı ve
onları yollarını sapıtmışlardan etmedi. Diğer bir münafık İmam
Aleyhisselam’a itiraz ederek arz etti: Sizin şialarınız nebiz (
hurmadan yapılan bir şarap türü ) içiyorlar. İmam Aleyhisselam şöyle
buyurdu: Hz. Resulullah Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem’in ashabı
da nebiz içiyorlardı. Münafık arz etti: Ben helal olan nebizi demiyorum
sarhoş eden nebizi diyorum. İmam Aleyhisselam bu sözü duyunca mübarek
çehreleri terledi ve sonra şöyle buyurdu: Allah-u Teala mümin bir
insanın kalbinde içkinin kirliliğiyle bizim muhabbet ve sevgimizi bir
araya getirmekten daha büyük ve yücedir. Daha sonra İmam Aleyhisselam
bir müddet sessiz bekledikten sonra şöyle buyurdu: Eğer onlardan
nefsine yenik düşüp, bahtsız olanlar bu işleri görseler dahi, mihriban
bir Rab, lütuf ve ihsan sahibi bir nebi ve Kevser havuzunu elinde
bulunduran ve şefaat için bekleyen İmamlar bulacaklardır. Ama sen
ruhunu Berahut’ta çaresiz ve perişan bir halde azap ve ateşe tutulmuş
olarak bulacaksın.
Kaynak: Meşarik-ul Envar s. 182 Bihar-ul Envar c. 17 s. 314, El-Katra c. 1 s. 618
kaynağini bilmediğim bir şey daha:124 bin peygamber ,daha insan var edilmeden nurdan yaratıldı,en kıymetlisi Hz. Muhammmed'di..
Muhammed bin Sinan şöyle rivayet eder: İmam Caferi Sadık Aleyhisselam
buyurdular: Biz Allah’ın yönü ve onun dergâhının mukarrepleriyiz. O’nun
seçilmişleri, nebilerin irs bıraktığı emanetlerin koruyucusuyuz. Biz
Allah’ın eminleri, onun yüzü, hidayet nişaneleri ve sağlam ipiyiz.
Allah bizimle başladı ve bizimle bitirecektir. Biz evvel ve ahiriz,
yeryüzünün en üstünleri, zamanın ve dehrin namusları, kulların önderi,
dünyalıların siyasetçisi, sağlam ve dosdoğru yol biziz. Biz varlığın
sebebi ve Mabud’un hüccetleriyiz. Allah bizim hakkımıza cahil olan
kimselerin hiçbir amelini kabul etmez. Biz dinin ve yüzü akların
rehberleriyiz, biz nübüvvetin madeni, risaletin mahal ve yeriyiz.
Melekler bize doğru gelip gitmektedirler, biz nur arayanın nuru hidayet
arayanın hidayetiyiz, biz cennete doğru hidayet edip onların geçmek
zorunda oldukları yüksek derecelerdeki köprü
ve geçitleriz. Yağmur bizim vasıtamızla yağar, rahmet bizim sebebimize
iner, azap ve gazaplar bizim vesilemizle defolur. Bu hidayeti duyan
herkes kalbinde bizim muhabbetimizi arasın, eğer kalbinde bizim
düşmanlığımızı veya faziletlerimizi inkârı bulursa, doğru yoldan sapmış
ve sapıklığa girmiştir. Zira biz Allah’ın hüccetleri, vahyin
tercümanları, ilmin hazinedarları, adaletin mizanı ve
sorgulayanlarıyız. Biz zeytin ağacının dalları, değerli ve tertemizleri
eğitip büyüteniz, biz nur üstüne nurun olduğu o ışığız. Biz Allah’ın
payidar ve sürekli kelimesinin seçilmişleriyiz ki kıyamete dek baki
kalacaktır ve Allah bunun üzerine Zer aleminde (ruhlar aleminde)
mahlukattan söz ve ahit almıştır.
Kaynak: Meşarig-ul Envar s. 50, Bihar-ul Envar c. 26 s. 259, El-Katra c. 2 s. 46
Admin- YÖNETİM
- Kayıt tarihi : 19/01/14
Yaş : 64
Nerden : istanbul
moderatörler
tercübe: araştırmacı-yazar
Geri: GENEL BİR AÇIKLAMA:
Müfezzel bin Ömer İmam Caferi Sadık Aleyhisselam’dan şöyle rivayet
eder: Bir gün İmam Caferi Sadık Aleyhisselam’ın huzuruna müşerref
olduğumda bana buyurdular: Ey Müfezzel! Hz. Muhammed Sallallahu aleyhi
ve alihi ve sellem, İmam Ali Aleyhisselam, Hz. Fatime Selamullah
Aleyha, İmam Hasan ve İmam Hüseyin Aleyhimusselam’ı gerektiği gibi
tanıyıp onların marifetinde hakikata vardın mı? Arz ettim: Ey Mevlam!
Onlar’ın marifet hakikatı nedir? Buyurdular: Her kim onları
marifetlerinin hakikatınca tanırsa mümindir ve imanın en üst derecesine
varmıştır. Arz ettim: Ey mevlam! Onu bana tanıt. Buyurdular: Bil ki
Onlar, Allah’ın yarattığı ve yoktan var ettiği her şeyi bilmektedirler.
Onlar, takvanın mazharı, yerlerin, dağların ve denizlerin
hazinedarlarıdırlar. Gökyüzünde ne kadar yıldız olduğunu, dağların
ağırlığını, denizlerin ve nehirlerin su miktarını çok iyi
bilmektedirler. Ağaçtan düşen her yapraktan haberdardırlar. Yerin
karanlıklarında oluşan her şeyi bilirler. Hiçbir ıslak veya kuru y
er
yoktur ki mubin kitapta yani Onlar’ın ilminde yazılmamış olsun.
Arzettim: Ey mevlam! Söylediklerinizi anladım ve onlara ikrar edip iman
getirdim. Buyurdular: Ey Müfezzel! Sen, nimet verilmiş ve
temizlerdensin. Cennet sen ve senin gibilere helal ve tatlı olsun.
Kaynak: Misbah-ul Envar s. 287, Bihar-ul Envar c. 26 s. 116, Tefsir-i Burhan c. 4 s. 7
Kureyş’in İki Putu
Hz. Ali Aleyhisselam kunutta sürekli olarak bu duayı okur ve şöyle
buyururdu; Her kim kunutta sürekli olarak bu duayı okursa
peygamberlerle birlikte Bedir, Uhut ve Huneyn‘de binlerce ok atmış
gibidir.
Allahumme salli ela Muhammed ve Al-i Muhammed ve eccil ferecehum vel en eda ehum.
Allah’ım! Kureyş’in iki putuna lanet et ve iki cibtine ve o iki
tağutuna ve o iki yalancısına ve iftiracısına ve o ikisinin iki kızına
da. O ikisi senin emrine karşı çıktılar, vahyini inkâr ettiler,
nimetlerine karşı çıkıp inkar ettiler ve resulüne isyan ettiler. Dinini
değiştirdiler, kitabını tahrif ettiler, hükümleri tatil ettiler,
farzları iptal ettiler, ayetlerinde zındık oldular. Senin velilerine
düşman oldular, düşmanlarına ise dost oldular, şehirlerini harap
ettiler, kullarını fesada ittiler. Allah’ım! O ikisine lanet et, onlara
tabi olanlara da, onların dostlarına ve taraftarlarına ve o ikisini
sevenlere de. Nübüvvet evini harap ettiler, kapısını kırdılar, çatısını
çökerttiler, üstünü altına getirdiler, içini dışına getirdiler. Evin
halkına hakaret edip saldırdılar. O ev halkının yardımcılarını
sürdüler, evdeki çocukları öldürdüler, minberdeki vasiyi ve ilminin
varisini oradan indirdiler, imametine karşı çıkıp inkar ettiler ve o
ikisi Rablerine şirk koştular. Allah’ım! Onların günahlarını çoğaltıp
büyült, onları sonsuza dek sager cehennemine at, bilir misin nedir
sager?
Ne öldürüp yok eder, ne de diri tutar.
Allah’ım! onlara işledikleri münkerler kadar lanet et.
Ve Gizledikleri hak kadar. Yükselttikleri minberler kadar.
Düşman oldukları müminler kadar. Dost edindikleri münafıklar kadar.
Eziyet ettikleri veliler kadar. Sürgünden getirttikleri kovulmuşlar kadar.
Dışladıkları sadıklar kadar. Yardım ettikleri kâfirler kadar.
Kahrettikleri imam kadar. Değiştirdikleri farzlar kadar. İnkâr ettikleri eserler kadar.
Geriye bıraktıkları şer izleri kadar. Döktükleri kanlar kadar.
Değiştirdikleri haberler ve hükümler kadar. Bidat koydukları küfürler kadar.
Gizlemeye çalıştıkları yalanları kadar. Gasp ettikleri miraslar kadar.
Çaldıkları ganimetler kadar. Yedikleri haramlar kadar.
Helal saydıkları humslar kadar. Temelini attıkları batıllar kadar.
Yaydıkları adaletsizlik ve zulüm kadar. Gizledikleri vaatler kadar.
Yerine getirmedikleri ahitler kadar. Helal ettikleri haramlar kadar.
Haram ettikleri helaller kadar. Gizledikleri nifaklar kadar.
Yaydıkları zulümler kadar. Gizledikleri hıyanet ve vefasızlıkları kadar.
Yardıkları karınlar kadar. Kırdıkları kaburgalar kadar.
Düşürdükleri çocuklar kadar. Sıkıştırdıkları bedenler kadar, vurdukları
tokatlar kadar, hürmetsizlik ettikleri hicaplar kadar. Dağıttıkları ve
zulmettikleri toplumlar kadar, söndürdükleri ocaklar kadar.
Alçalttıkları yüce insanlar kadar.
Yücelttikleri alçaklar kadar. Engelledikleri haklar kadar.
Karşı çıktıkları İmam kadar. Allah’ım! O ikisine lanet et.
Tahrif ettikleri ayetler sayısınca. Terk ettikleri farzlar kadar.
Değiştirdikleri sünnetler kadar. Tatil ettikleri hükümler kadar.
Men ettikleri kanunlar kadar. Bozdukları dostluklar ve akrabalıklar kadar.
Gizledikleri şahadetler kadar. Zayi ettikleri vasiyetler kadar.
Bozdukları yeminler kadar. Batıl ettikleri davalar kadar.
İnkar ettikleri açık deliller kadar. Yaptıkları ve yaptırdıkları hileler kadar.
Ettikleri hıyanetler kadar. Akabe’de ki gibi düzenledikleri suikastlar kadar.
Akabe’de ki yuvarladıkları taşlar kadar. Yaptıkları sahtekarlıkları kadar.
Hıyanet ettikleri emanetler kadar. Allah’ım! Bu ikisine gizlide de, açıkta da lanet et.
Sonsuza kadar, çokça, daima, her zaman, sürekli lanet et. Öyle ki sonu
asla gelmesin, sayısı da asla bitmesin. Başlayan ve sonu gelmeyen
lanetler gönder.
Allah’ım! Onlara da lanet et ve yardımcılarına ve onları sevenlere ve
dost edinenlere, onlara teslim olanlara ve onlara meyledenlere, onların
lehinde delil getirmeye çalışanlara, onların sözlerine iktida edenlere
ve onların ahkâmını tastikleyip onaylayanlara da lanet et.
Sonra dört kez şöyle de;
Allah’ım! Onlara öyle bir azap gönder ki, bütün cehennem ehli o azaptan amanda olmayı dilesin. Kabul et ey Alemlerin Rabbi!
Kaynak: Misbahi Kefemi
İmam Muhammed Bagır Aleyhisselam buyuruyor ki: İmam Mehdi
Aleyhisselam zuhur ettiğinde insanları taze bir dine davet edecek.
Nasıl ki Hz. Peygamber Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem şöyle
buyurdu: “ İslam başlangıçta garip idi. Ve sonradan da garip olacak ve
unutulacak. Yalnız kalacak. Nasıl ki başlangıçta garip idi yalnız idi
sonradan da eski haline geri dönecek ve milletin fikirlerinden ve
zihinlerinden uzaklaşacak. Gariplere ne mutlu!
Kaynak: Nevadir-ul Ehbar
eder: Bir gün İmam Caferi Sadık Aleyhisselam’ın huzuruna müşerref
olduğumda bana buyurdular: Ey Müfezzel! Hz. Muhammed Sallallahu aleyhi
ve alihi ve sellem, İmam Ali Aleyhisselam, Hz. Fatime Selamullah
Aleyha, İmam Hasan ve İmam Hüseyin Aleyhimusselam’ı gerektiği gibi
tanıyıp onların marifetinde hakikata vardın mı? Arz ettim: Ey Mevlam!
Onlar’ın marifet hakikatı nedir? Buyurdular: Her kim onları
marifetlerinin hakikatınca tanırsa mümindir ve imanın en üst derecesine
varmıştır. Arz ettim: Ey mevlam! Onu bana tanıt. Buyurdular: Bil ki
Onlar, Allah’ın yarattığı ve yoktan var ettiği her şeyi bilmektedirler.
Onlar, takvanın mazharı, yerlerin, dağların ve denizlerin
hazinedarlarıdırlar. Gökyüzünde ne kadar yıldız olduğunu, dağların
ağırlığını, denizlerin ve nehirlerin su miktarını çok iyi
bilmektedirler. Ağaçtan düşen her yapraktan haberdardırlar. Yerin
karanlıklarında oluşan her şeyi bilirler. Hiçbir ıslak veya kuru y
er
yoktur ki mubin kitapta yani Onlar’ın ilminde yazılmamış olsun.
Arzettim: Ey mevlam! Söylediklerinizi anladım ve onlara ikrar edip iman
getirdim. Buyurdular: Ey Müfezzel! Sen, nimet verilmiş ve
temizlerdensin. Cennet sen ve senin gibilere helal ve tatlı olsun.
Kaynak: Misbah-ul Envar s. 287, Bihar-ul Envar c. 26 s. 116, Tefsir-i Burhan c. 4 s. 7
Kureyş’in İki Putu
Hz. Ali Aleyhisselam kunutta sürekli olarak bu duayı okur ve şöyle
buyururdu; Her kim kunutta sürekli olarak bu duayı okursa
peygamberlerle birlikte Bedir, Uhut ve Huneyn‘de binlerce ok atmış
gibidir.
Allahumme salli ela Muhammed ve Al-i Muhammed ve eccil ferecehum vel en eda ehum.
Allah’ım! Kureyş’in iki putuna lanet et ve iki cibtine ve o iki
tağutuna ve o iki yalancısına ve iftiracısına ve o ikisinin iki kızına
da. O ikisi senin emrine karşı çıktılar, vahyini inkâr ettiler,
nimetlerine karşı çıkıp inkar ettiler ve resulüne isyan ettiler. Dinini
değiştirdiler, kitabını tahrif ettiler, hükümleri tatil ettiler,
farzları iptal ettiler, ayetlerinde zındık oldular. Senin velilerine
düşman oldular, düşmanlarına ise dost oldular, şehirlerini harap
ettiler, kullarını fesada ittiler. Allah’ım! O ikisine lanet et, onlara
tabi olanlara da, onların dostlarına ve taraftarlarına ve o ikisini
sevenlere de. Nübüvvet evini harap ettiler, kapısını kırdılar, çatısını
çökerttiler, üstünü altına getirdiler, içini dışına getirdiler. Evin
halkına hakaret edip saldırdılar. O ev halkının yardımcılarını
sürdüler, evdeki çocukları öldürdüler, minberdeki vasiyi ve ilminin
varisini oradan indirdiler, imametine karşı çıkıp inkar ettiler ve o
ikisi Rablerine şirk koştular. Allah’ım! Onların günahlarını çoğaltıp
büyült, onları sonsuza dek sager cehennemine at, bilir misin nedir
sager?
Ne öldürüp yok eder, ne de diri tutar.
Allah’ım! onlara işledikleri münkerler kadar lanet et.
Ve Gizledikleri hak kadar. Yükselttikleri minberler kadar.
Düşman oldukları müminler kadar. Dost edindikleri münafıklar kadar.
Eziyet ettikleri veliler kadar. Sürgünden getirttikleri kovulmuşlar kadar.
Dışladıkları sadıklar kadar. Yardım ettikleri kâfirler kadar.
Kahrettikleri imam kadar. Değiştirdikleri farzlar kadar. İnkâr ettikleri eserler kadar.
Geriye bıraktıkları şer izleri kadar. Döktükleri kanlar kadar.
Değiştirdikleri haberler ve hükümler kadar. Bidat koydukları küfürler kadar.
Gizlemeye çalıştıkları yalanları kadar. Gasp ettikleri miraslar kadar.
Çaldıkları ganimetler kadar. Yedikleri haramlar kadar.
Helal saydıkları humslar kadar. Temelini attıkları batıllar kadar.
Yaydıkları adaletsizlik ve zulüm kadar. Gizledikleri vaatler kadar.
Yerine getirmedikleri ahitler kadar. Helal ettikleri haramlar kadar.
Haram ettikleri helaller kadar. Gizledikleri nifaklar kadar.
Yaydıkları zulümler kadar. Gizledikleri hıyanet ve vefasızlıkları kadar.
Yardıkları karınlar kadar. Kırdıkları kaburgalar kadar.
Düşürdükleri çocuklar kadar. Sıkıştırdıkları bedenler kadar, vurdukları
tokatlar kadar, hürmetsizlik ettikleri hicaplar kadar. Dağıttıkları ve
zulmettikleri toplumlar kadar, söndürdükleri ocaklar kadar.
Alçalttıkları yüce insanlar kadar.
Yücelttikleri alçaklar kadar. Engelledikleri haklar kadar.
Karşı çıktıkları İmam kadar. Allah’ım! O ikisine lanet et.
Tahrif ettikleri ayetler sayısınca. Terk ettikleri farzlar kadar.
Değiştirdikleri sünnetler kadar. Tatil ettikleri hükümler kadar.
Men ettikleri kanunlar kadar. Bozdukları dostluklar ve akrabalıklar kadar.
Gizledikleri şahadetler kadar. Zayi ettikleri vasiyetler kadar.
Bozdukları yeminler kadar. Batıl ettikleri davalar kadar.
İnkar ettikleri açık deliller kadar. Yaptıkları ve yaptırdıkları hileler kadar.
Ettikleri hıyanetler kadar. Akabe’de ki gibi düzenledikleri suikastlar kadar.
Akabe’de ki yuvarladıkları taşlar kadar. Yaptıkları sahtekarlıkları kadar.
Hıyanet ettikleri emanetler kadar. Allah’ım! Bu ikisine gizlide de, açıkta da lanet et.
Sonsuza kadar, çokça, daima, her zaman, sürekli lanet et. Öyle ki sonu
asla gelmesin, sayısı da asla bitmesin. Başlayan ve sonu gelmeyen
lanetler gönder.
Allah’ım! Onlara da lanet et ve yardımcılarına ve onları sevenlere ve
dost edinenlere, onlara teslim olanlara ve onlara meyledenlere, onların
lehinde delil getirmeye çalışanlara, onların sözlerine iktida edenlere
ve onların ahkâmını tastikleyip onaylayanlara da lanet et.
Sonra dört kez şöyle de;
Allah’ım! Onlara öyle bir azap gönder ki, bütün cehennem ehli o azaptan amanda olmayı dilesin. Kabul et ey Alemlerin Rabbi!
Kaynak: Misbahi Kefemi
İmam Muhammed Bagır Aleyhisselam buyuruyor ki: İmam Mehdi
Aleyhisselam zuhur ettiğinde insanları taze bir dine davet edecek.
Nasıl ki Hz. Peygamber Sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem şöyle
buyurdu: “ İslam başlangıçta garip idi. Ve sonradan da garip olacak ve
unutulacak. Yalnız kalacak. Nasıl ki başlangıçta garip idi yalnız idi
sonradan da eski haline geri dönecek ve milletin fikirlerinden ve
zihinlerinden uzaklaşacak. Gariplere ne mutlu!
Kaynak: Nevadir-ul Ehbar
Admin- YÖNETİM
- Kayıt tarihi : 19/01/14
Yaş : 64
Nerden : istanbul
moderatörler
tercübe: araştırmacı-yazar
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Cuma Ocak 26, 2024 10:03 am tarafından alevi-veysel
» Türk tarihi
Cuma Ocak 05, 2024 7:57 pm tarafından alevi-veysel
» site trafiğimiz
Cuma Kas. 17, 2023 3:37 pm tarafından alevi-veysel
» forum resimlerimiz
Paz Ocak 09, 2022 8:09 pm tarafından Pir Veysel
» Melamiyye
Salı Ağus. 22, 2017 5:57 pm tarafından alevi-veysel
» Hasan Sabah ve Haşhaşiler tarikatı
Perş. Ara. 22, 2016 3:47 pm tarafından Admin
» OSMANLI DEVLETİNDE BEKTAŞİ TARİKATININ KAPATILMASI VE SONRASI GELİŞMELER
Perş. Ara. 22, 2016 3:43 pm tarafından Admin
» BİZİM SAYFAMIZ
Çarş. Haz. 15, 2016 8:05 pm tarafından Admin
» Zara AKDEDE (Cimilti) Köyü
Salı Mayıs 17, 2016 3:39 pm tarafından Admin