ALEVİLİK BİLGİ FORMU-ALEVİ-VEYSEL
ALLAH-MUHAMMED -YA ALİ.

Vahdetin sırrına ereyim dersen
Vucudun şehrine gireyim dersen
Tüm alemi aynı göreyim dersen
Önce Kendi ÖZÜNÜ bilmen gerek

Küntü kenzin sırrına ermek için
Tüm alemi kendinde görmek için
Hakk sende olduğun bilmek için
Önce Kendi ÖZÜNÜ bilmen gerek

Enel Hakk sırrına erişmek için
Tüm varlığı bir gözle görmek için
Vahdeti vücuda ulaşmak için
Önce kendi ÖZÜNÜ bilmen gerek

Hakkı Baba Hakk'ı bileyim dersen
Hakk'a Hakk-el yakin olayım dersen
Sen kendi kendini bileyim dersen

..ÖNCE KENDİ ÖZÜNÜ BİLMEN GEREK..

..Dönen dönsün yolundan ,Ben dönmezem yolumdan..

Join the forum, it's quick and easy

ALEVİLİK BİLGİ FORMU-ALEVİ-VEYSEL
ALLAH-MUHAMMED -YA ALİ.

Vahdetin sırrına ereyim dersen
Vucudun şehrine gireyim dersen
Tüm alemi aynı göreyim dersen
Önce Kendi ÖZÜNÜ bilmen gerek

Küntü kenzin sırrına ermek için
Tüm alemi kendinde görmek için
Hakk sende olduğun bilmek için
Önce Kendi ÖZÜNÜ bilmen gerek

Enel Hakk sırrına erişmek için
Tüm varlığı bir gözle görmek için
Vahdeti vücuda ulaşmak için
Önce kendi ÖZÜNÜ bilmen gerek

Hakkı Baba Hakk'ı bileyim dersen
Hakk'a Hakk-el yakin olayım dersen
Sen kendi kendini bileyim dersen

..ÖNCE KENDİ ÖZÜNÜ BİLMEN GEREK..

..Dönen dönsün yolundan ,Ben dönmezem yolumdan..
ALEVİLİK BİLGİ FORMU-ALEVİ-VEYSEL
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Giriş yap

Şifremi unuttum

Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

En son konular
» Osmanlı kimdir
ALEVİLERİN  CAMİ  DÜŞÜNCELERİ 4Cuma Ocak 26, 2024 10:03 am tarafından alevi-veysel

» Türk tarihi
ALEVİLERİN  CAMİ  DÜŞÜNCELERİ 4Cuma Ocak 05, 2024 7:57 pm tarafından alevi-veysel

» site trafiğimiz
ALEVİLERİN  CAMİ  DÜŞÜNCELERİ 4Cuma Kas. 17, 2023 3:37 pm tarafından alevi-veysel

» forum resimlerimiz
ALEVİLERİN  CAMİ  DÜŞÜNCELERİ 4Paz Ocak 09, 2022 8:09 pm tarafından Pir Veysel

» Melamiyye
ALEVİLERİN  CAMİ  DÜŞÜNCELERİ 4Salı Ağus. 22, 2017 5:57 pm tarafından alevi-veysel

» Hasan Sabah ve Haşhaşiler tarikatı
ALEVİLERİN  CAMİ  DÜŞÜNCELERİ 4Perş. Ara. 22, 2016 3:47 pm tarafından Admin

» OSMANLI DEVLETİNDE BEKTAŞİ TARİKATININ KAPATILMASI VE SONRASI GELİŞMELER
ALEVİLERİN  CAMİ  DÜŞÜNCELERİ 4Perş. Ara. 22, 2016 3:43 pm tarafından Admin

» BİZİM SAYFAMIZ
ALEVİLERİN  CAMİ  DÜŞÜNCELERİ 4Çarş. Haz. 15, 2016 8:05 pm tarafından Admin

» Zara AKDEDE (Cimilti) Köyü
ALEVİLERİN  CAMİ  DÜŞÜNCELERİ 4Salı Mayıs 17, 2016 3:39 pm tarafından Admin

Nisan 2024
PtsiSalıÇarş.Perş.CumaC.tesiPaz
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930     

Takvim Takvim

Galeri


ALEVİLERİN  CAMİ  DÜŞÜNCELERİ Empty
Ortaklar
bedava forum

RSS akısı


Yahoo! 
MSN 
AOL 
Netvibes 
Bloglines 


Sosyal yer imi

Sosyal yer imi reddit      

Sosyal bookmarking sitesinde ALEVİLİK BİLGİ FORMU-ALEVİ-VEYSEL adresi saklayın ve paylaşın

Kimler hatta?
Toplam 3 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 3 Misafir

Yok

[ Bütün listeye bak ]


Sitede bugüne kadar en çok 216 kişi Cuma Ağus. 11, 2017 12:46 am tarihinde online oldu.
Istatistikler
Toplam 16 kayıtlı kullanıcımız var
Son kaydolan kullanıcımız: Pir Veysel

Kullanıcılarımız toplam 5038 mesaj attılar bunda 681 konu

ALEVİLERİN CAMİ DÜŞÜNCELERİ

Aşağa gitmek

semah ALEVİLERİN CAMİ DÜŞÜNCELERİ

Mesaj tarafından Admin Salı Mayıs 27, 2014 5:00 pm

ALEVİLERİN bugün camiye gitmedikleri bir gerçektir. Bunun hem sosyal, hem tarihi, hem de felsefi nedenleri vardır.

1) Tarihi Sebep: Bilindiği gibi, Mekke'nin alınması üzerine korkudan
Müslüman olan Ebu Süfyan ailesinden gelme Muaviye, Osman zamanında
Suriye'yi avucuna almış, Hz. Ali zamanında isyan etmiş, kılıç zoruyla
püskürtülmüştü.

Hz. Ali Harici İbni Mülcem tarafından şehit edilince, Muaviye zor
yoluyla Hz. Hasan'dan halifeliği aldı. Halkubi o zamana kadar, halife,
halkın onayı ile seçiliyordu.

Muaviye, Hz. Ali'ye düşmandı... Ona, Şam'daki camilerde kılınan
namazlarda, özellikle cuma namazlarında lanet ettiriliyordu. Hz. Hasan,
Muaviye'ye hilafeti bırakırken, bu kötü âdetin kaldırılmasını anlaşmaya
koymuştu. Fakat Muaviye, diğer koşullara uymadığı gibi, buna da uymadı.
İslam şehirlerindeki camilerde, Hz. Ali'ye ve evlatlarına hakaretler,
aldı başını gitti. Peygamber soyuna yönelik bu saldırılar, samimi
Müslümanları yaralıyor, onları camilerden soğutuyordu.

Kendilerine, Müslümanların Emiri (emirülmüminin) dedirten bu Emevi
padişahları, İslamiyet'i aslında hiçe sayıyorlardı. Örneğin, Velit,
cariyesini erkek kıyafetine sokuyor, camiye yolluyor, halka namaz
kıldırtıyordu. Kafası kızıyor, Kuran'ı hedef tahtasına asıyor,
saatlerce okçulara oklatıyor, paramparça ettiriyordu. Sonra da; ?Haydi
bakalım Muhammet'in kitabı, ne yapacaksan yap bana...? diyerek meydan
okuyordu. Bir başka Emevi halifesi, namaz kıldırırken, namazı bırakıp
cemaate; ?Yeter mi? Yoksa biraz daha kıldırayım mı?? diye alaylı alaylı
soruyordu. Emeviler, aslında namaza hiç önem vermiyorlardı. Ama, halkın
namaz kılmasını örgütlüyorlardı.

Yalancı âlimler ortaya çıkartılıyor, bunlar, uydurdukları Hz. Ali'yi
kötüleyen sözlere, peygamber sözüdür, diyor ve bu yolla da Ali ve
soyuna hakaret ediyorlardı.

Emevi devleti zamanında başlayan bu politik tavır, değişik biçimlerde
şimdilerde bile yaşıyor. Camilerde genellikle politika konuşuluyor.
Veya politikaya hizmet edecek konular din görevlilerince gündeme
getiriliyor; değişik siyasal, dinsel görüşler hakarete uğruyor.
İmamlar, cami görevlileri gibi değil, parti görevlileri gibi
çalışıyorlar. Böyle davranmayan görevliler de var, ama bunlar
azınlıktadır. Sünni Müslümanların bu konuda doğrudan doğruya bir
hataları yok. Onlar yüzyıllardır yürütülen kötüleme kampanyalarının
sonucu, olumsuz bakış açısı kazandılar...

Bugün, bir Alevi'nin camiye gitmesi demek, her türlü hakarete göğüs germeyi göze alması demektir.

Bu konuda birinci derecede suçlu olanlar, camilerin katı politik
merkezler haline sokulmasına göz yumanlardır. Devlet, camileri,
yalnızca dinsel işlerin konuşulduğu, Sünni insanların namaz kıldığı
ibadet evleri haline getirmelidir.

Bugün, yerden biter gibi her tarafın camiyle dolmasının sebebi,
ibadethane yetersizliği değildir. Yeni açılan camiler, gerici-bölücü
politik görüşlerin harmanlandığı, örgütlendiği, yayıldığı politik
birimlerdir.

2) Sosyal Sebep: Camilerde, Alevilere yapılan saldırılar ve hakaretler,
bu kesimlerin camilerden kopmalarına sebep olmuştur. Türklerin Müslüman
oldukları dönemde, camilerden kopma olayı tamamlanmıştı.

Alevi kesimi, camilerden uzaklaşmış, ama ibadetini bırakmamış, Tanrıya
karşı görevini yapmak için yeni ibadet biçimleri de yaratmıştır.
Anadolu Alevileri, başlangıçtan beri ibadetlerini cem ayini ile yerine
getirmiştir. (Bölümüne bak.)

Bu nedenle, Alevilerin camiye gitmemeleri, bazı bağnazların söyledikleri gibi, onların dinsiz olduğunu göstermez.

Geçmiş dönemde, Aleviliğin, alt tabakalar tarafından benimsenmiş
olması; bu tabakalar arasında bir ortak ibadet biçimi yaratmayı zorunlu
kıldı. Çünkü, bu kesimler; kendilerine karşı düşmanlık eden tabakalarla
bir arada ibadet etmenin olanaksızlığını görüyorlardı. Camilerin katı
politik merkez haline getirilerek alt tabakaların inançlarına karşı
hakaretlerin ortaya çıkması, kopuşu gündeme getirdi. Çünkü, camiler,
yönetici kesimlerin elindeydi. Camilerde, hutbeler, yönetici kesimin
çıkarlarını koruyacak biçimde veriliyordu. Hatta, İslamiyet'in
görüntüsü bile değiştirilmiş; Müslümanlık, yönetici kesimin
çıkarlarının savunması olarak gösterilmeye başlanmıştı. Tabakalar
arasındaki sosyal, siyasal, ekonomik çatışmalar bu amaçla
kullanılıyordu. Yönetimin denetemindeki camiler; alt katmanlara karşı
amansız siyasi, dini, sosyal saldırıların gündeme getirildiği merkezler
halindeydi. Alevi tabakalar; böyle bir ortamda ibadet etmenin
olanaksızlığını görmüştü... Alevi geleneğine göre, Cafer'üs Sadık
döneminde Aleviler özel ibadet toplantılarını başlatmışlardır. İlk
cemler, bu toplantılar olarak kabul edilebilir.

3) Ekonomik Sebep: Aleviler, yoksul kesimden insanlardır. Göçebelerden
bile çok zengin olanlar; Sünniliğe geçmişlerdir. Alevi halk,
yaşayabilmek için çok çalışmak zorunda kalmıştır. Günde beş kez
işlerini keserek namaz kılmaları, onları verimsiz olmaya, aç kalmaya
mahkûm ediyordu.

Kuran'da yalnızca ?Tanrı'ya kulluk ediniz? dendiği halde, bu, günde beş
vakit namaza dönüştürülmüş ve İslamiyet de bununla sembolize edilmeye
başlanmıştı. Çalışan kesimin yaşam biçimine uymayan günde beş vakit işi
bırakma nedeniyle Alevi kitlesi, bu işlemin yerine geçecek yeni yollar
yaratmıştır. Zaten geçmişte de namazın bir meşakkate, yüke dönüşmemesi
için gerektiğinde namaz birleştirilerek kılınmıştır. Hz. Muhammet buna
özen göstermiştir. Hz Ali'de namazın uzatılarak yeni Müslüman olan
halkın soğutulmaması için Yemen'deki görevlilere emir yollamıştır.


Gerçek, Kendini Kabul Ettirir
Admin
Admin
YÖNETİM
YÖNETİM

Başak Kayıt tarihi : 19/01/14
Yaş : 64
Nerden : istanbul

moderatörler
tercübe: araştırmacı-yazar

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

semah Geri: ALEVİLERİN CAMİ DÜŞÜNCELERİ

Mesaj tarafından Admin Salı Mayıs 27, 2014 5:01 pm

Alevilerin camiye
gitmemesi, geçmişte ve günümüzde onlar için büyük suçlama konusu oldu.
Fakat, gerçek kendisini dayattı; yaşam, Sünnileri de camiden koparttı.
Bugün, Sünni Müslümanlardan camiye gidenlerin oranı yüzde onu geçmez.
Hayatı rahat olan, geçinmek için hiç zorlanmayan şehirli kesim de bugün
camiye gitmiyor... Bu sıkı tapınma biçimi, sosyal ve ekonomik hayatın
gerçeklerine uymadığı için, namaz yalnızca bazı yaşlıların uyduğu bir
ibadet haline döndü. Çalışan kitlenin namaz kılmaya vakti ve gücü
kalmadığı için, camiler bomboş. Fakat, camiye gitmiyor diye, Sünni
kesim insanlarımızın da inancından, imanından kuşku duyulmaz.

4) Felsefi Sebep: Alevilerin namaz kılmamasının asıl nedeni ise Alevi felsefesinden kaynaklanır

Alevi felsefesinde, ibadette içtenlik önemlidir. Bütün ibadetlerin
amacı da, Tanrı'ya yönelik kulluğun, Tanrı katından geri insana
yansımasıyla, insanın mükemmel olmasıdır. Eğer, insan, inancında samimi
ise ibadetin değişik şeKLİ
ile kendini meşgul etmesi yanlış bile sayılabilir. Çünkü bu, bir
oyalanmadır. Yüreğin, Tanrı ile buluşmasını engeleyen bir oyalanma...

Aleviler, ceza veya mükâfat duygularıyla yapılan ibadetin gerçek kulluk
olmadığına inanırlar. Hacı Bektaş Veli'nin bu konudaki görüşü, her
şeyin içtenlikle yapılması yönündedir. İbadette biçim değil, öz
önemlidir.

Namazı temel alan, namaz kılmayı mutlaklaştıran anlayış ile Alevi
anlayışı arasında derin felsefi ayrılık vardır. (Bu konudaki ayrıntı
için Alevi Felsefesi bölümüne bak.)

5) Dinsel Sebep: Aleviler için dindar olmanın yolu namaz kılmaktan
geçmez. Namaz reddedilmez ama, ibadet onunla sınırlandırılmaz. Ayrıca,
Alevilerin namaza bakış açısı, Sünnilikteki uygulamadan farklıdır.

Aleviler, Kuran'da namazın bugünkü haliyle dile getirildiğini kabul
etmezler. Kuran'da namaz kılınız biçiminde bir ifade de yoktur. Söz
konusu olan ?salat?tır. Salat, namaz değil, Tanrı'yı içten anıp
selamlamaktır. Eğer bugünkü anlamda eğilip doğrulma gibi bir namaz
biçimi kesin şart olsaydı, bunun Tanrı tarafından biçiminin
bildirilmesi gerekirdi.

Halbuki;

a) Kuran'da namazın biçimi yoktur... Nasıl kılınacağı tarif edilmemiştir.

b) Kuran'da, namazın beş vakit kılınacağına ilişkin bilgi de yoktur.

Namazın bir secde olduğu, Kâbe?de putlar önünde eğilmenin bu anlama
geldiği de ayrı bir olgudur. İslam öncesinin Arapları da (Müşrikler) bu
anlamda namaz kılmışlardır. Bu olgu, diğer bütün dinlerde de
bulunmaktadır. 

İslamiyette, namaz uzun geldiğinden, kısaltılmıştır; kimi zaman
uzatılmıştır; sayısı, değiştirilmiştir. Bu uygulamalar bile, namazın
Tanrı'nın kesin emri olmadığını göstermek bakımından yeterlidir. Eğer
namaz Tanrı'nın kesin emri ve gelecek zamanlara da uzanmasını istediği
bir emri olsaydı; namaz olgusunun böyle boşlukta bırakılmaması
gerekirdi. Namazın biçimi konusunda, Sünni kesim arasında bile yer yer
anlaşmazlıklar vardır. Namazı kesin Tanrı buyruğu sayanlar, bu konuyu
Kuran'da ve İslam tarihinde derinlemesine araştırmayanlardır.



Admin
Admin
YÖNETİM
YÖNETİM

Başak Kayıt tarihi : 19/01/14
Yaş : 64
Nerden : istanbul

moderatörler
tercübe: araştırmacı-yazar

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

semah Geri: ALEVİLERİN CAMİ DÜŞÜNCELERİ

Mesaj tarafından Admin Salı Mayıs 27, 2014 5:02 pm

Namaz Farsça bir kelimedir.Namazın Kuran'daki ve Arapça'daki karşılığı
salattır.Salat Türkçe'de dua,yalvarma,yakarma,niyaz,münacaat gibi
anlamlara gelir.Yani ibadet sırasında; kıyamda,rükuda,secdede Allah'ı
övmek,O'na hamd-ü senalar etmek,O'na dua etmek,gönüldeki muratlarımızı
ilahi kata havale etmektir.Aleviler de cem ibadetinde bunları yerine
getirirler.
.
Kuran'da beş vakit namaz bulunmamasının yanısıra,namazla ilgili kesin
bir vakit vaat edilmemektedir.Genelde Kuran'daki ayetler ibadetin gece
yapılmasını öngörüyor.
Müzzemmil Suresi Ayet:
1.Ya Muhammed,Ey örtüsüne bürünen,
2.Gecenin bir kısmında kalk,
3.Gecenin bir yarısında,
4.Kuran ile ibadet et,
5.Gerçekten senin üzerine oldukça ağır bir vahiy bırakacağız,
6.Doğrusu gece ibadeti insanın iç dünyasında uyandırdığı etki bakımından daha kuvvetlidir,
7.Çünkü gündüz senin için uzun bir uğraş var.

İsra Suresi Ayet 79:"Gecenin bir kısmında kalk,Kuran ile
salat(namaz,dua) et.Umulur ki Rabbin seni övülmüş bir makama(Makam-ı
Mahmut) ulaştırır."
Ayetlerden de anlaşıldığı üzere Cenabıhakk,ibadetin geceleyin,Kuran
ayetleri eşliğinde,gizlice ve gösterişsiz yapılmasını istiyor.Gösteriş
için ibadet edenler için ise Maun Suresi'nde şöyle buyruluyor:
Ayet 1;ini yalanlayanı gördün mü?
Ayet 2:İşte yetimi itip kakan,
Ayet 3:Yoksulu doyurmayı teşvik etmeyen odur.
Ayet 4:İşte şu salat(namaz,dua) edenlerin vay haline,
Ayet 5:Ki onlar salatlarında(namaz) yanılgıdadırlar,
Ayet 6:Onlar gösteriş için namaz kılarlar,
Ayet 7:Ve küçücük bir yardımı da engellemektedirler.
Hz.Peygamberimiz ise bu konuda:"Gece ibadetle geçirip uyumayan nice kişi var ki,elde ettiği tek şey uykusuzluktur." diyor.
Pir Hünkar Hacı Bektaş Veli'de bu konuda söyle diyor:"Gündüz büyük bir azimle dünya işine,gece aşk ile ahiret işine sarıl."
Alevilerde aynen böyle ibadetlerini geceleyin,gizlice,bir huşu ve aşk
içerisinde yerine getirler..Bundan dolayıdır ki Alevi İslam İnancına
mensup insanlar çağlar boyunca iftiralara,baskılara ve katliamlara
mağruz kalmışlardır.Her şeye rağmen inançlarından taviz
vermemişler,inançlarını orman içlerinde,dağ eteklerinde bugünlere
sürdüregelmişleridir.
Kuran'da namazın şekli ve tarifi yoktur.Sadece birkaç terim geçer bu konuda.Bunlar;
Kıyam(Dar):İbadet sırasında ayakta durmak.
Rüku(Dar-ı Fazlı):Ayakta biraz öne doğru eğilmek.
Secde:Yüzüstü yere kapanmak.
Tesbih:Yüce Allah'ı övmek ,O'nu yüceltmek.
Aleviler bunları cemlerinde(Halka Namazı) icra ederler.Aleviler
cemlerinde kendi dillerinde Rabblerine sığınırlar.Türkçe olarak
dualarını(gulbang) ederler.Dedelerimizin verdiği dualardan..
Admin
Admin
YÖNETİM
YÖNETİM

Başak Kayıt tarihi : 19/01/14
Yaş : 64
Nerden : istanbul

moderatörler
tercübe: araştırmacı-yazar

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

semah Geri: ALEVİLERİN CAMİ DÜŞÜNCELERİ

Mesaj tarafından Admin Salı Mayıs 27, 2014 5:03 pm

Kıyam:
Bismişah Allah Allah...
Cümlenizin niyazı ola.
Geldiğiniz yoldan ,durduğunuz dardan, çağırdığınız pirden şefaat göresiniz.
Darlarınız,divanlarınız kabul ola.
Dergah-ı ilahiye yazılmış ola.
Darına durduk Ya Allah Ya Allah Ya Allah...
Divanına durduk Ya Muhammed Ya Muhammed Ya Muhammed...
Keremine sığındık Ya Ali Ya Ali Ya Ali...
Ya On İki İmamlar yardım eyleyin.
Ya Kırklar ceminize alın.
Bağışlanma senin yüzünsuyun hürmetine ola,Ya Pirimiz Hünkar Hacı Bektaş Veli.
Dil bizden,nefes Hz.Pir'den ola.Gerçeğe Hü Mümine Ya Ali...
Rüku:
Bismişah Allah Allah...
Tecella,temannanız kabul ve makbul ola.Yüzünüz ak,gönlünüz pak ola.Yüce
Allah yardımcınız ola.Hizmetinizden şefaat bulasınız.Gerçeğe Hü...
Secde:
Esirgeyen ve bağışlayan Allah'ın adıyla...
Bismişah Allah Allah...
Vakitler hayır ola.Hayırlar feth ola.
Şerler def ola.Müminler şad-ı hürrem ola.
Hakk Muhammed Ali gözcümüz,bekçimiz,yardımcımız ola.
Yüce Allah dildeki dilek,gönüldeki muratlarımızı hasıl eyliye.
Yolumuzu hırsıza,pirsize,nursuza uğratmıya.
Nefsimizin aşırı isteklerine karşı durabilmemiz için bizlere güçlü irade nasip eyliye.
Tövbe kapılarını kapatıp,kahır sıfatıyla kuşatmıya.
Hünkar Hacı Bektaş Veli,Abdal Musa Sultan yetişe,ulaşa,gözete,bekliye,saklıya,yabana noksana uğratmaya.
Dertlerimize derman,hastalarımıza şifa,borçlarımıza edalar nasip eyliye.
Duası bizden,kabulu Allah'tan ola.
Nur-u Nebi,Kerem-i Ali,Pirimiz üstadımız Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli'nin demine devranına Hü..Allah Muhammed Ya Ali...
Yeryüzündeki dinlerin manaları,özleri ve varıp ulaşmak istedikleri nokta aynıdır.Salatla da (dua) bu
ulaşılmak istenilen yer aynıdır.O yer İlah-i Hakk katıdır.İnsan salatla
yani niyazla her türlü kötülüklerden uzak durur,manevi dünyasını besler
ve Allah'a doğru bir adam daha yaklaşmış olur.Zaten İslam'ın asıl
maksatıda her türlü şeytani fillerden uzak olarak,nefsi ıslah
ederek,ölmezden önce ölerek;Hakk ile Hakk olmak,Allah'a ulaşarak
insan-ı kamil(olgun insan) olmaktır.Çünkü Yüce Allah Ankebut Suresi
Ayet 45'de şöyle buyuruyor:"Sana vahyolunan kitabı
oku,salatı(namaz,dua) dosdoğru yerine getir.Gerçekten salat(gönülden
yapılan dua), insanı hayasızlıktan ve fenalıktan alıkoyar." Ayette de
bahsedildiği üzere Allah'ı övmek,O'na dua etmek insanları her türlü
kötü fiilerden uzak eyler.
Cemlerde dede dua(salat) verir.Cemaat sıdk ile Allah Allah der.Neden
Allah Allah,neden amin değil?Çünkü Allah kelimesi bir zikirdir;bu
zikirde en Ali(yüce) zikirdir.Amin; öyle olsun,kabul ettik
manalarındadır.Allah Allah demek; edilen duaları ilahi kata havale
etmektir.Yüce Rabbimiz Ali İmran Suresi Ayet 191'de şöyle
buyuruyor:"Onlar ayakta iken,otururken,yan yatarken hep Allah'ı
zikrederler."Üstelik Allah Allah zikri ,amin kelimesinden daha
makbuldur.Çünkü Ankebut Suresi Ayet 45'te şöyle deniliyor:"En büyük
ibadet Allah'ı anmak,Allah'ın adını zikretmektir." Görüldüğü üzere
Allah Allah zikri tüm ibadetlerin ve güzel işlerin en üstünde
tutulup,ibadetlerin en makbulu olarak görülüyor.
Admin
Admin
YÖNETİM
YÖNETİM

Başak Kayıt tarihi : 19/01/14
Yaş : 64
Nerden : istanbul

moderatörler
tercübe: araştırmacı-yazar

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz